29 Aralık 2009 Salı

2010 yılında burçlarınız

2010 yılında meydana gelecek güneş tutulmaları burcunuzu nasıl etkiliyor?


2010 yılında ocak ve temmuz aylarında meydana gelecek güneş tutulmalarının burçlarınız üzerindeki etkilerine dün kaldığımız yerden devam ediyoruz.

BAşAK
15 Ocak’ta, çocuklar, aşk hayatı ve yaratıcılık gerektiren işler açısından hızlı gelişmeler yaşayabileceğiniz günlerde olacaksınız. Yeni aşklar veya mevcut ilişkilerde ciddi kararlar gündeme gelebilir.
11 Temmuz’da, arkadaşlık ilişkilerinizi, sosyal çevrenizi ve grup aktivitelerinizi ilgilendiren konularda gergin durumlar yaşanabilir, ancak aynı konularda yeni başlangıçlar yapma şansını da bulabilirsiniz.
TERAZı
15 Ocak’ta, yaşadığınız yer ve ailenizle ilgili ani konular gündeme gelebilir. Aileniz ve işiniz arasında denge kurmakta zorlanabilirsiniz. ış hayatında zorlanmalar meydana gelebilir.
11 Temmuz’da, iş hayatınız veya kariyerinizle ilgili stresli durumlar veya ani gelişmeler meydana gelebilir. Aynı süreçte, ciddi ilişkileriniz veya eşinizle diyaloglarınız da testten geçebilir.
AKREP
15 Ocak’ta, yakın çevrenizle ilişkilerinizi, kardeşlerinizi veya eğitim hayatınızı ilgilendiren hızlı gelişmeler yaşayabilirsiniz.
11 Temmuz’da, medya, eğitim, bilişim, yabancılarla ilişkiler veya seyahat konularında ani gelişmeler yaşanabilir. Planlarda aksaklıklar meydana gelebilir. Aynı süreçte, ev ve aileyle ilgili konularda da daha esnek düşünmeniz gerekecek sanırım.
Zor geçen yıllardan sonra, bu yıl rekabet devam etse de başarılı sonuçlar ve büyük kazançlar sizi bekliyor. Geçtiğimiz yıl başlayan ilişkiniz bu yıl kalıcılık kazanabilir. Sosyal hayat ve yeni çevreler bu yıla damgasını vuracak. Yeni bir ev almak istiyorsanız ya da evinizi satmak istiyor ve bir türlü satamıyorsanız, bu isteğiniz bu yıl gerçek olabilir.

İkizler bilinci, genel geçer değerlere, ön kabullere ve ileri gelenlerin kurallarına alternatif açıdan bakabilecek: kuşkucu ve özgür bir bilinçtir. Bu bilinç, oğlağın gelenekçi değerlerini devrimcilikle karşılar, karşıt burcu aslanın asalet ve üstünlük değerlerini reddeder. İkizler üstünlük diye sunulan bir şeyi kuşkuyla eleştirir, değer sistemlerini isyanla alt-üst eder. Aslında onun bu kabiliyeti, üstün körü kabul edilmiş değerleri sınama ve eleme imkanı sağlayan dahice bir kavrayıştan kaynaklanmaktadır. İkizler karakteri yapıcı, idealler kurucu bir bilinç değil, ideal kabul edilen şeylerin aslında öyle olmadığını gören bir bilinçtir. Bu bilincin isyankar yapısı; gerçek ideallere ulaşmanın önündeki engelleri yıkma aşamasını teşkil eder.
İkizler, haksızlık ve ayrımcılığa karşıdır. İnsanların eşitliğine ve temel değerin insan özgürlüğü olduğuna inanır. Bu zihniyeti sebebiyle birçok yerleşik düşüncelerle arası iyi değildir. Değerlerin ve mutlak hakikat diye sarıldığımız gerçeklerin özgür akılla denetlenmesi gerektiğine inanır. O zaman inanca ve değerlere, riyakarca ve alışkanlıktan kaynaklanan bağlılıkla değil, samimiyetle ve isteyerek yönelir. Duygularıyla ve çıkar bağlarıyla değil, üstün bir akılla gereğine inandığı için itaat eder.

2010 yılını siz İkizler için Mars gezegeninin Ocak 2010 yılına kadar sürecek enerjisiyle başlamak isteriz. Bu enerjinin sizler için anlamı, içsel dünyanızla alakalı konularda arındırarak geçmişin tüm tozlarını üzerinizden silmek adına disiplin edici bir enerjiyle saracaktır. Bu dönemin olumlu ve dikkat edilmezse olumsuz yönleri olabilir. Şimdi bu etkileri birlikte inceleyelim. Mars gezegeni Oğlak burcunda astrolojik açıdan baktığımızda zorlu bir enerjidir. Zorluğunun altında yatan en önemli sebep, genişleme ve özgürlüğün temsilcisi olmasına rağmen, İkizler burcunda tam tersine enerjilerini arzu ettiği gibi sunamamasıdır. Bu yorum bakterim.com sitemizde yayınlanmaktadır.Böyle bir konumdaki Neptün Yay burcunda olduğu gibi kişiye kolay yoldan şans dağıtmak yerine ne kadar özverili çalışırsan, sorumluluklarına sahip çıkarsan, kendini geleceğe hazırlamak adına ne kadar çok zahmete katlanırsan ben de sana o kadar olanak tanırım, yüceltirim zenginleştiririm der. Siz İkizler bu süreçte, öğrenme kapasitenizi arttırmak adına geri plana çekilerek oldukça hırslı bir şeklide çalışabilir ve mesleki açıdan üst konuma çıkabilmek adına projeleriniz için araştırmalarda bulunabilir ve kendinizi geliştirebilirsiniz.
Mesleki açıdan elinizde olmayan ve müdahalede bulunmanızın mümkün olmadığı gizli düşmanlıklarla karşılaşabilir fakat bütün bunlarla baş etmenin yolunun başarılı olmaktan geçtiğini anlayabilirsiniz. İşte bu hırs size daha fazla emek sarfederek kendinizi geliştirme fırsatı verir. Yine bu dönemde kendi kendinizi gayet disiplinli bir şekilde çalışmak adına istekli hissedebilirsiniz. Bu yorum bakterim.com sitemizde yayınlanmaktadır. Ruhsal yönden bugüne dek olan eksiklerinizin, yanlışlarınızın farkına varır ve arındırmaya, temizlenmeye çalışabilirsiniz. Korkularınızın kaynağına ulaşarak bilinçaltınızdaki her sırrı çözebilirsiniz. Bütün bunları yaparken kafanızın içinde dış dünyada başarılı olmak isteği ön planda yer alabilir. Felsefi ve derin düşünmenin, sessizlik içinde huzur bulmanın, kendinizle barışarak mutluluğu yakalamanın keyfini çıkarırsınız. Gizli saklı gerçeklere ulaşma isteğiniz yoğundur ve toplum içinde kendinizi ifade etmek adına en önemli olgulardan birinin sağlıklı yaşamak ve huzurlu olmaktan geçtiğine karar verebilirsiniz. Spiritüel açıdan ilginç kişilerle karşılaşabilir veya bu kişilerle birebir irtibatta bulunabilirsiniz.
İkinci yöneticiniz olan Venüs gezegeninin eğitici disiplin verici enerjisi altında, hayat şartlarınız değişime uğrayabilir ve aşırı isteklerinizi, saplantılarınızı terk etmek durumunda kalabilirsiniz. Bunların tümüyle baş etmenin sırrı ise, sıkı sıkıya sarıldığınız değerlerinizin sizin için ne kadar önemli olduğu ve nelerden vazgeçebileceğiniz, neler olmazsa yine ayakta kalabileceksiniz olgusuyla sıkı sıkıya bağlıdır. Yani siz bağımlılıklarınızdan taviz vermezseniz yaşadığınız deneyimler sizi onlardan uzaklaştıracaktır. Eğer eşinizin parasına güvendiğiniz bir yaşam sürüyorsanız, bu parayı elde etmeniz güçleşecek, ailenizin desteğiyle ayakta duruyorsanız bundan eskisi gibi yararlanmanız mümkün olmayacak, çalışmadan etmeden birilerine sığınarak yaşıyorsanız artık bu durum sona erecek ve hırsla çalışmak zorunda kalacaksınız. Ek gelir kaynaklarınız elinizden çıkabilecek ve siz iki kat kazanmak zorunda kalacaksınız. Cinselliğinize aşırı düşkün bir yaşam sürüyorsanız buna bir son vermek ve belirli bir düzende yaşamak zorunda kalacaksınız. Bu yorum bakterim.com sitemizde yayınlanmaktadır. Finansal borçlarınız olduğu halde aşırı harcama yapıyorsanız, bankalarla sorunlarınız nedeniyle tutumlu olmayı öğreneceksiniz. Krediler alarak hayatınızı geçindiriyor ve işinizi ayakta tutmaya çalıştığınız halde, gelir düzeyiniz tam tersi bir yaşam sürüyorsanız, eskisi gibi bu kredileri temin edemediğiniz için, daha fazla emek sarfederek işinizi ayakta tutmaya özen göstereceksiniz. Kısaca neye güvenip bel bağladıysanız fakat karşılığında bir şey yapmadan tembel oturuyorsanız bilin ki, Satürn bir gölge gibi tepenizde olacaktır.
Sevgili İkizler yukarıdaki süreç size her ne kadar zorlu gelse de, çalışan, çalıştığı emeğin karşılığında düzgün yaşam süren, her türlü gelirine karşı mütevazi olmasını bilen, içgüdüsel arzularını iradesine yenilmeden dengede tutabilen, yan gelip yatmadan kimseye güvenmeden çabalayan, hakkı olmayana el uzatmayan, hiç kimse mars gezegeninin yaratacağı etkilerden ürkmemeli, yaşamını aynen sürdürmeli ve ödüllerini beklemelidir. Doğru düzgün yaşayan hiç kimse bu enerjilerden kötü bir şekilde nasibini almayacaktır. Jüpiter öğretmendir ve dersini alan kişiye ise sağlam temelli ödüller sunar ve Mars gezegeninin ödülü geçici değil kalıcıdır. Bunu aklınızdan çıkarmayın. Umarım sizin için bu birbuçuk yıl oldukça mutlu huzurlu ve sağlam deneyimler şeklinde yaşanır ve biter.
Yönetici gezegeniniz Venüs ise 2005 yılından beri para evinizde konumunu sürdürmeye devam etmektedir. 2010 yılında da, orjinal ve yaratıcı yollardan kazanmanıza destek olacaktır. Para, mal ve maddi kazançlar beklenmedik yollardan aniden gelebilir yada aniden elinizden çıkabilir. Maddi durumunuzda anormal ve karmaşık durumlar görülebilir. İçsel kabiliyetlerinizi sürdürmek için özgürlüğe gerek duyar ve bunu da paranın sağlayacağını bu dönemde düşünebilirsiniz. Parasal sorunların zararından kurtulmak için kabiliyetleriniz vardır. Bu süreçte maddi bağımsızlık duygunuz güçlü hale gelir ve siz para kazanma, harcama konularında olağandışı yollar izleyebilirsiniz. Banka hesabınız önemli ölçüde dalgalanabilir. Yeni alanlar keşfetmek ve denemek cesaretini de yine bu süreçte deneyebilirsiniz.
Aşk ve İlişkiler
23 Aralık 2009- 13 Ocak 2010 sosyal aktiviteler ve arkadaşlık ilişkileri, yeni insanlarla tanışmak açısından son derece olumlu bir dönem.
07 Şubat- 21 Mart ilişkiler kurma konusunda veya sürdürmek açısından olumlu bir süreç. Fiziksel görünümünüzde canlılık. Dostluk ilişkilerine önem verme. Dış dünyada dikkatleri üzerinize toplama.
15 Nisan-29 Nisan yakın çevrenizle olan ilişkinizde hareketlilik, ilişkilerde daha hızlı ve ateşli davranışlar. Bu yorum bakterim.com sitemizde yayınlanmaktadır. Özgürlük meylinin yükselmesi. Evinizle alakalı gelişmeler. Partnerinizle yapılan kısa yolculuklar. Olumlu bir süreç fakat yine de ilişkinizde duygularınızı biraz daha denetim altında tutmanız ve dikkatli hareket etmeniz gerekebilir. ayrıca iletişim yoluyla yeni tanışmalar ve çabuk bitecek kısa ilişkiler yaşama.
17 Mayıs- 24 Haziran aynı anda iki ilişkiyi birden sürdürme, kararsızlıklar, aşkta şanslı bir dönem. Çift kısmetlilik, yüzeysel ilişkilere yatkınlık, iletişim ve haberleşme yoluyla tanışmalar, meraklılık, aşk hayatınızla ilgili yapılacak yolculuklar. Çocuklarınızla ilgili aktiviteler.
08 Temmuz- 16 Ağustos ilişkilerde gerginlik, her iki tarafında kendi görüşünde diretmesi, partnerin kendini ön plana alan davranışları ile sizin beklentileriniz arasındaki uyumsuzluk. Dikkat edilmesi halinde sorunlar konuşularak halledilebilir.
Olumlu İlişkiler: Koç, Kova, Yay
Zorlu ilişkiler: Aslan, Boğa, Akrep
Parasal Konular
08 Mart- 17 Nisan parasal konularda kayıtsızlık. Gelirlerinizle ilgili mevzularda hakkınızı korumak yerine gelene razı olma hali. Parasal kazanımlarınız açısından mücadele vermekten kaçınma. Hayali bir takım düşüncelerle hareket etmeye çalışmak, cömertlik ve eli açıklık. Dikkatli olunması gereken zaman. Elinize geçebilecek paraları belirli alanlara yönlendirmeli ve dikkatli harcamalarda bulunmanız gerekebilir. eviniz, eğitiminiz, yolculuklar veya maceralar nedeniyle parasal harcamalar.
16 Ağustos- 13 Ağustos kendi kazanımlarınız dışındaki kaynaklardan elde edilen paralar konusunda pratik düşünmek, düzenli ve planlı davranılması gereken zaman dilimi. Genelde gelirler gündelik yapılan işler ve sağlık, hizmet konularından elde edilebilir.
Parasal Konularda 2006 yılından beri etkili olan Satürn gezegenidir. 2011 yılına kadar bu enerjinin etkisi kimi aylarda oldukça etkili konuma gelecektir. Özellikle 07 Haziran- 19 Haziran döneminde son derece dikkatli hareket etmeniz harcamalarınız ve girişimleriniz konusunda mantıklı ve sakin davranmaya çalışmanız önemlidir. İlişkiler veya ortaklıklar yoluyla parasal sorunlar yaşanabilir.
İş ve Kariyer
18 Eylül- 16 Ekim mesleki konularda otoritelerle olan ilişkinizde sorunlar oluşmaması için ılımlı ve hoşgörülü bir tarzda hareket etmeniz gerekebilir. İşinizle alakalı konulardaki gelişmeleri takip etmeniz ve gelişiminiz adına değerlendirmeniz halinde sorunlar oluşmayabilir.
29 Ekim- 11 Aralık sosyal aktiviteler aracılığıyla kendinizi tanıtım ve girişimler. Yabancılarla yapılan ortak işler kanalıyla kendinizi güçlendirmeler. Dostluk ve arkadaşlarınız aracılığıyla liderlik yapabileceğiniz ve kafanızın içindeki işleri hayata geçirme konusunda destek göreceğiniz dönem. Özgürlük ve kendi başınıza hareket etmek istediğiniz bu dönemde bir çok insanla tanışabilir, yolculuklar yapabilir ve tanıtım, organize işler ve mesleki yönden her türlü gelişim konusunda ilerleme şansı elde edebilirsiniz.
Sağlık
02 Mart- 19 Mayıs tarihleri arasında Uranüs gezegeninin sağlık evinizdeki transiti nedeniyle sağlık konusunda etkili bir dönem geçirebilirsiniz. Venüs ikizlerde düşük enerjili olduğundan eski duygusal problemlerin veya eski rutin rahatsızlıklar, geçmişle alakalı bazı problemlerin sizi oldukça hassaslaştırabileceği bir süreç geçirebilirsiniz. Bu yorum bakterim.com sitesinde yayınlanmaktadır. Kendinize dikkat etmeniz ve sağlık kontrollerinizi ihmal etmemeniz, bir sorun olmasa bile beslenme düzeninizle alakalı konularda özen göstermeniz faydalı olacaktır. özellikle üzüntü, depresyon gibi durumlardan uzak durmak için pozitif düşünce gücünüzü her zaman ön planda tutmanız faydalı olabilir.

2010 yılının Siz İkizler için, yüreğinizin içindeki tüm arzuların gerçekleşmesini diler, güven dolu, huzurlu, mutlu ve sağlıklı günler temenni ederiz.

Eski güzel günlerinizin geri gelmesi sizi memnun edecek. Bu yıl vereceğiniz kararlar, önümüzde ki 5-10 yıla damgasını vuracak. Ve en güzel tarafı bunların çoğu güzel şeyler olacak. Bu yıl büyük bir aşk kapınızda! İş hayatınızda büyük değişiklikler olacak ama hepsi de sizin için olumlu değişiklikler olabilir. Yıl eğlence ve sosyal aktivitelerle geçecek.

Oğlak Burcu 2010' a girerken genel durumu ve yeni yorumları :
Oğlak burcu, Koç burcunun aksine en barışsever, en sakin ve kararlı karakteri temsil eder.
Bütün insanlarda mal biriktirip, güzel ve sağlam ev, eşya sahibi olup, iyi giyinip güzel görünerek dünyevi bir kalıcılık ve refah elde etme arzusu vardır. Ancak Oğlağın benliği için bu arzu, varolmanın temel tadıdır. Varolmayı bir çaba ve süreven sayan koç burcu'nun aksine, Oğlak burcu var olmayı bir tat ve huzur hali kabul eder. Korunması gereken dinginlik ve kalıcılık, tadına varılması gereken hoşluk ve güvenlik olarak görür. Oysa hayat Koç' un kavgasından ibaret olmadığı gibi Oğlağın sükunundan da ibaret değildir. Her burç hayatın bir yönünü bilinçlerine aksettirirken, diğer yönlerini diğer yönlerini ihmal ettirmektedir.

2010 yılı siz Oğlaklar için, yüksek eğitim, yabancı ülkelerle alakalı tüm bağlantılar, hukuk,din, politika, yayımcılık, yabancı dil öğrenme, akademik kariyer elde etme ve meslek sahibi olmak ve iyi bir pozisyon elde edebilmek isteği kendinizi en fazla zengin, değerli ve etkileyici olarak görmek isteğiniz alanlar olacaktır. Bu konularda güçlü olmak arzunuz son derece yükselecek ve dışarıya karşı yine bu konularda güçsüz görünmekten özellikle sakınacaksınız. Uranüs gezegeninin olumlu ve bereketli enerjisi sayesinde çalışarak, emek sarfederek, dişinizle tırnağınızla kazanacağınız zaferler için şimdiden kendinizi hazırlamanız yerinde olabilir.Bu yorum bakterim.com sitemizde yayınlanmaktadır.

2010 yılında, kafanızın içindeki tüm sorulara cevap bulabilir ve arzularınızın gerçekleşmesi sonucunda, dünyaya daha huzurlu, kendinizden emin bir ruh hali içinde bakabilirsiniz. Aşk hayatınız, flörtleriniz, yaratıcılık gerektiren her türlü faaliyetiniz, çocuklarınız veya çocuk sahibi olmak adına düşünceleriniz, yaşamın keyifli yanlarının tadına varmak adına olan tüm eylemlerinizde ise belirli bir sınırlanmış, çekingenlik olsa da, bu konularda yaklaşık birbuçuk yıl içinde gelişmek ve büyümek açısından fırsatlarla karşılaşabileceksiniz.
Bağımsızlık duygunuzu ve bugüne dek olan bakış açınızı yenileyerek değişime uğraşacağınız alan ise, ileriye yönelik hedefleriniz, grup faaliyetleriniz, sosyal hayatınız ve dostluk ilişkilerinizde olacaktır. Özgürleşmek adına içinizde en derin duyguları taşıyacağınız konuların başında da mesleğiniz ve kariyeriniz gelecektir.
Aşk ve İlişkiler
Aşk konusunda etkili tarihlerin başında, 08 Mart- 17 Nisan arası arkadaşlık ilişkileri, sosyal faaliyetler ve güçlü duygular içinde arkadaşlık merkezli beraberlikler kendinizi keyifli hissetmenizi sağlayıcı bir dönem olarak yer almakta.
23 Nisan- 29 Mayıs tarihleri yönetici gezegeninizin konumu dolayısıyla aşk konusunda şanslı bir dönem. Bu süreçte karşı cins tarafından oldukça çekici hale gelmenizi sağladığı gibi, yakın beraberlikler açısından da daha dikkatli ve özenli davranışlar sergileyeceğiniz bir süreç anlamı taşımakta.
11 Temmuz- 26 Ağustos dönemi Aşk açısından olumlu bir süreç. Sabit fikirlilikten uzak kalmanız halinde mutlu bir ilişki yaşayabilirsiniz. Aşk konusunda seçicilik ve her detayın üzerinde durmak ve mükemmeli arzulamak gibi etkiler yaratabilir.
19 Eylül- 30 Kasım tarihleri arası ise, özellikle ciddi ilişkiniz, evliliğiniz konularında dikkatli hareket etmeniz ve gerekli dengeyi kurmanız halinde beraberliğinizde çekim gücünün yükseleceği bir zaman olabilir. Çatışmak yerine uzlaşı içinde olmaya çalışmak, farklılıklarınız konusunda ortak bir nokta oluşturmak adına ılımlı davranmak faydalı olabilir. Ayrıca cinsel paylaşımlar açısından da senenin sonları gayet etkili dönem olarak gözükmekte.
Olumlu ilişkileriniz: Başak-terazi-yengeç burçlarıyla
Zorlu ilişkiler : Kova-Aslan
İş ve Kariyer
Mesleki kariyeriniz ve genel olarak iş hayatınızla ilgili etkili olabilecek en önemli tarihlerin başında 10 Ocak- 23 Mart dönemi ilk başta yer almakta. Bu devrede özgür düşüncelerinizi hayata geçirmenizi sağlayan iş fırsatları yakalayabilir veya şu anki pozisyonunuzla ilgili bir karara varmak gereği duyabilirsiniz. Mars gezegenin geri hareketinin devam etmesi nedeniyle karar vermeden önce düşünmeniz iyi olabilir. Sabit fikirlilikten uzak kalmanız halinde orijinal ve sıradışı gelişmeler yaşayabilirsiniz.

19 Nisan- 18 Mayıs döneminizde girişimler açısından güçlü bir ifade kazanabilir, daha cesur bir şekilde isteklerinizin peşinden gidebilirsiniz. Bu durum mesleki açıdan size oldukça yeni fırsatlar getirebilir.
22 Ağustos- 12 Ekim döneminde gündelik iş temponuz açısından ilişkilerinizi güçlü tutmaya çalışmalısınız. Mesleki açıdan bir ortaklık veya eşiniz vasıtasıyla gelişmeler yaşayabilirsiniz. Dikkat etmeniz gereken konu, paylaşmaya ve işbirliğine açık olmak, pasif tepkiler yerine girişimci davranmak olmalıdır. Tam tersi bir durum içsel olarak gerilimlere ve hareketsizliğe neden olarak dönemin olumlu gelişmelerinde yararlanmanız önünde engel oluşturabilir.
08 Kasım- 28 Aralık dönemi yurtdışı bağlantılı işleriniz, mesleki açıdan akademik kariyeriniz ve eğitim konularında gayet olumlu gelişmeler yaşayabilirsiniz.
Parasal Konular
Finans hayatınız ve maddi kazanımlar açısından etkili olacak tarihlerin başında, 21 Aralık 2009- 17 Mart 2010 arası dönemde iletişim yoğunluğu içinde oluşunuz aynı anda birden fazla işle uğraşmanız, ek gelirler sağlayacağı gibi, yapacağınız görüşmelerde durumunuzu düzeltebilecek girişimlerde de bulunabilirsiniz. Sizler genel olarak tutumlu kişiler olduğunuzdan bu dönemde harcamalar konusunda dikkatli olun uyarısından ziyade, daha esnek düşünmeye çalışmalı ve fırsatları değerlendirmelisiniz demek daha doğru olacaktır. Gayet aktif bir dönem olabilir.
23 Mayıs - 14 Haziran dönemi, parasal konularda ilişkiler ağınızı genişletmeniz ve gerekli kişilerle bağlantıya geçme açısından girişimlerde bulunmanız gayet faydalı olabilir. haberleşme trafiğiniz yoğun ve yolculuklar aracılığıyla parasal kazançlar açısından verimli gözükmekte.
13 Ekim- 11 Kasım arası kendi kazanımlarınız dışında yerlerden gelebilecek gelirler açısından etkilidir. Yabancı ülkelerle bağlantılar faydalı olabilir. Eşinizle alakalı gelişmeler maddi açıdan sizi rahatlatabilir. Bu dönemde her zamanki gibi yatırımlarınızı değerlendirmek konusunda dikkatli olmalı, paranızı nerelerde değerlendirmeniz gerektiği konusunda planlar yapmalısınız. Gayet aktif, hızlı bir tempo içinde maddi konularla meşgul olacağınız bir dönem.Ortaklık konularında da etkili olacak bu zaman diliminde hukuk davalarınız, sigorta gelirleriniz, miras, kredi gibi konular aracılığıyla maddi gelirler söz konusu olabilir.
Sağlık
26 Ağustos- 24 Ekim döneminde yoğun temponun getirdiği yorgunluklar, keyifsizlik durumu görülebilir. Birebir iş ilişkisinde bulunduğunuz kişiler veya eşiniz kaynaklı sağlık problemleriyle uğraşmak durumunda kalabilirsiniz. Boğaz rahatsızlıkları, bel ağrıları ve psikolojik yönden alınganlık hali gibi durumlar oluşabilir.

2010 yılının Siz Oğlaklar için, yüreğinizin içindeki tüm arzularınızı gerçekleştirmenizi sağlayan olanaklarla dolu geçmesini diler, huzurlu, mutlu, sağlıklı günler temenni ederiz.

İş ve aşk hayatınızın çok önemli bir noktasında bulunuyorsunuz. Hiç kuşkusuz çok çalışmanız ve mücadele etmeniz gereken bir yılı tamamladınız. Ancak hiç üzülmeyin! Bu etki geçtiğinde tüm çalışmalarınızın birbirinden lezzetli meyvelerini topluyor olacaksınız. Ev sahibi olma isteğiniz de bu yıl artıyor. İşin en güzel tarafı, 2010 bu düşünüzü gerçekleştirecek konumda olabilecek. Özel hayatınızda ki insanla ciddi bir ilişki düşünüyorsanız Mayıs ayı girişimde bulunmak için en güzel ay olacak.

Koç bilinci, varlık bilincine karşıdan bakabilen, kendinin varlığı konusunda daha ılımlı bir çizgide olmanın bilincidir.
Koç bilinci: tıpkı liderliğin gücü gibi kararlarının arkasında durmaktadır. "yapsam mı, yapmasam mı ?" veya "söylesem mi, söylemesem mi ?" gibi bocalamaz

Bazen bir düşünce ağır basar, hemen arkasından diğer düşünceler, böylece Koç kararsızlık içinde olmaz. Çok hassas bir denge ile sağlanacak mükemmel kararlar verebilirler. Çünkü Koçlar, ahengin; kusursuzca güzelliğin temeli olduğunun bilincidir.
Aslan' ın üstün nitelikler peşinde koşması, başağın kusursuzluğu en ince ayrıntılarda aramasından sonra Koç bir şey keşfetmiştir. Kusursuz bir şey yoktur, ancak her şey uyumlu olduğu kadar güzeldir.

2010 yılı Siz Koçlar için, Şans, bereket ve genişleme imkanı getiren ve kişiyi inancı açısından besleyen kuvvetlendiren Uranüs gezegeni, 15 Şubat 2010 tarihine kadar sürecek bu dönemin siz Koçlara olan etkisi, içsel huzur ve güvenlik aradığınız en önemli yaşam alanının eviniz, aile yaşantınız, aileniz ve geçmişinizle alakalı konularda olacağını görmekteyiz. Uranüs oğlak burcunda sorumluluk, güvenilirlik, görevlerini yerine getirme hissi vereceği gibi, sınırlamalar getirerek bunları gönüllü olarak kabul etmeniz açısından da size etkileyecektir. Ne kadar modern düşünürseniz düşünün bu süreçte geleneksel kurallar önünüze gelebilir ve sizi belirli bir çerçeve içinde hareket etmek adına teşvik edici olabilir. Dürüstlük, ciddiyet, sadelik, disiplin içinde yaşamanız için içsel olarak size enerji sunar. Ailenizle alakalı konularda sorumluluk almaya ve ruhsal olarak kendinizi güvende hissetmek adına eylemlerde bulunmaya çalışabilirsiniz. Tedbirli bir şekilde yaşamak gerektiğini anlar ve daha dikkatli adımlar atmak için özen gösterebilirsiniz.
Venüs gezegenin Başak burcundaki seyri ise sizler için, içsel korkularınızla yüzleşmek, mesleki konularda gelişim için sıkı çalışmak, kendinize olan güveninizi geliştirmek amaçlı deneyimlerle karşılaşmak demektir. Sonunda, kendinizi yeniden keşfederek, olgunlaşmış, sorumluluklarınızın kesinlikle bilincinde olarak yeni bir yaşama adım atarak, bütün öğrendiklerinizi uygulamak isteğiyle dolu olabilirsiniz. Bu etki altında, içsel olarak yalnızlığa yatkın olmanıza rağmen, kimi zamanlarda oldukça neşeli, fazlasıyla çalışan fakat hayatın eğlenceli yanlarını yaşamaktan hoşlanan biri gibi davranabilirsiniz, bunun altında yatan sebep ise, içinizdeki korkuları bastırmak ve etrafınıza ne kadar güvende ve mutlu olduğunuzu hissettirmektir. Bu bir yerde iyi bir davranış olabilir ama sorunlarınızı paylaşmak istemediğiniz ve bilinmesi durumunda aciz gözükeceğinizi düşünmeniz en büyük yanlışlardan biri olacağı için, yüreğinizdeki tutsaklık daha fazla yükselecek ve sonunda iyice yalnız kalabilirsiniz. Onun yerine, sevdiğiniz güvendiğiniz insanlara ruhunuzu paylaşıma açık tutmak, onların desteğini almak ve sorunlarınızı bölüşmek hem sizi boşluktan kurtaracak hem de içsel olarak huzur verecektir.
2010 yılında gündelik iş temponuzla alakalı konularda bakış açınızı değiştirmenizi sağlayacak gelişmeler yaşanabilir. Mesleki kariyerinizi yükseltmek için usta çırak ilişkisi tarzında, gündelik temponun yoğun olarak yaşandığı işler gündemde olabilir. sağlığınıza özellikle dikkat etmeli, rutin kontrollerinizi yaptırmalı ve stres yaratabilecek ortamlarda çalışıyorsanız elinizden geldiğince sakin kalmaya özen göstermelisiniz. İşinizle ilgili beklenmedik değişimler de yine bu sürecin etkileridir.
Satürn gezegeni ise 2010 yılında aşk hayatınız, çocuklarınızla ilişkileriniz, hayatın keyifli yanlarını hissetmenizle alakalı mevzularda bağımlılık yaratabilecek ilişkilere sebep olabilir. ilişki kurduğunuz insanlar ve diğer konularda hayalkırıklığı yaşamamak için tedbirli olmanız, sorunlara pembe gözlüklerle bakmamanız gerekmektedir.

Aşk ve İlişkiler

12 Ocak 2010- 17 Şubat 2010 arası yakın çevreyle ilişkiler ve yolculuklar açısından etkili görünmekte. Değişik insanlarla tanışmak, haberleşmek yoğun bir şekilde görülebilir. Bağımlılık yaratabilecek ilişkilerden kaçınabilirsiniz.
02 Mart- 22 Nisan dönemi aşkta şanslı bir dönem. İlginç ve sıradışı ilişkiler yaşanabilir. Özgürlük konusunda oldukça dikkatlisinizdir.

16 Mayıs- 15 Haziran arası ciddi ilişkinizle alakalı konularda çatışmalar ve anlaşmazlıklar meydana gelebilir. Partnerinizin size karşı olan davranışlarında sertlikler ve bencillikler nedeniyle tartışmalar yaşanabilir.

13 Temmuz- 30 Ağustos ilişkiler açısından oldukça şanslı bir dönem. Kendinizi pozitif bir şekilde ifade edeceğiniz güçlü bir dönem. Fiziki açıdan güzellik, çekicilik ve kendinize olan güven duygunuzun yükselişi size aşk konusunda keyifli günler yaşatabilir.

05 Eylül-15 Aralık yakın çevrenizle güçlü ilişkiler, yolculuklar ve etkili girişimler.

Olumlu İlişkiler : Terazi, İkizler, yay

Zorlu ilişkiler : oğlak, Arslan

İş ve Kariyer

15 Şubat - 19 Nisan mesleki konularda aşırı hassasiyet içinde olacağınız bir dönem. Otoritelerle sorunlar yaşanabilir ve işinizle alakalı konularda kendinizi gergin hissedebilirsiniz.

30 Mayıs- 18 Haziran döneminde mesleki açıdan ve otorite konumundaki kişilerle olan ilişkilerinizi dikkatli bir şekilde sürdürmeli. Güvenliğinizle alakalı mevzularda aşırı kırılganlıklar yerine daha güçlü bir şekilde kendinizi ifade etmeye çalışmalısınız.

27 Haziran - 16 Ağustos dönemi hedeflerinizle alakalı konularda sosyal ilişkileri ve ekip halinde çalışmalar, tanıtımlar ve liderlik özelliklerinizi gösterebileceğiniz faaliyetler.

22 Eylül - 09 Kasım kendinizi ifade konularında etkili süreç olarak gözüküyor. Girişimlerde bulunmaya gönüllü olmalısınız.
Parasal Konular

14 Mart- 03 Mayıs arası yönetici gezegeniniz Jüpiter evlilik, ortaklık, miras ve diğer yollardan finansal açıdan gelirleri göstermekte.
08 Ağustos - 29 Eylül arası tutumluluk ve para elde etme konusunda yaşanacak bazı olumsuzluklar.

17 Ekim - 22 Kasım dönemi parasal konularda dikkatli adımlar atılmalı, ödemelerinizle ilgili sorunlar yaşanmaması için harcamalarınız konusunda da temkinli davranmanız gereken bir zaman dilimi. Başkalarından destek görmeye ihtiyacınız olabilir.
Sağlık

15 Şubat- 26 Mayıs beslenme düzeninize dikkat etmeli, kilo sorununuzla ilgili belirli bir diyet programına dahil olmalısınız. İlişkilerinize özen göstermeli, psikolojik yönden beklentilerinize uymayan durumların yaratacağı gerginlikler karşısında içinizdeki sevgi birliğini denge içinde tutmaya özen göstermelisiniz. Kilo sorunları ve lezzetli yiyeceklere düşkünlük konusunda perhiz yapmayı ihmal etmemelisiniz.

22 Haziran- 16 Temmuz yoğun çalışmanın veya iş problemleri nedeniyle oluşan stresler.

26 Temmuz-30 Ağustos herşeyi detaylamaya çalışmanız ve içsel olarak mükemmellik arayışınızın getirdiği stresler yaşanabilir. Bu dönemde evliliğiniz veya ilişkinizle alakalı konularda yaşadığınız sıkıntılar sonucu doğal olarak kendinizi keyifsiz hissedebilirsiniz.

2010 yılının Siz Koçlar için, yüreğinizin içindeki tüm arzuların gerçekleşmesini diler, güven dolu, huzurlu, mutlu ve sağlıklı günler temenni ederiz.

Bu yıl, yeni bilgiler edinme, eğitim alma ve yabancı ülkelere gitme arzunuz artacak. Çevrenizi genişletme imkanı bulacaksınız. Kendinizle barışık olduğunuz bu yıl da yaşanabilecek en büyük talihsizlik, bir türlü karar verememeniz ve belirsiz ortamlardan kurtulamamanızdan kaynaklanabilir! Aşk da çok şanslı görünmüyorsunuz ama bu şanssız olduğunuz anlamına da gelmiyor. Sadece renksiz ama dolu bir yıl olacak.

Başak bilinci, dünya hayatının insan zihnine sunduğu açıklamalardan aradığını bulamamış, başka alemlerden medet bekleyen bir bilinçtir. Aslında o, bilinen cevapların peşinde değil, akılca sınırları çizilemeyecek, enginlere uzanan derin cevaplar peşindedir. Başak aradığını gerçek dünyada bulamayacağını sezmiş, başkalarının çocukluk yıllarında bıraktığı hayal dünyasından kopmamaya karar vermiştir. Diğer burçlara göre, başak burcunun empatisi ve hisleri son derece kuvvetlidir.
Kendini birilerine adaması, benliğin basit arzuları içinde sıkışmaktan son kaçışıdır. Kendini vakfederek ölümsüzleştirir, ben olarak yaşayıp bir hiç olarak ölmekten kurtulur. Çünkü başkaları için yaşayanlar, egoları için yaşanlar gibi bir tek ömür yaşayıp tüketmezler; aksine kendilerini dağıttıkları her bir hayatla varolur, sınırsızca ve sonsuzca varoluş kazanırlar. Başak burcu böyle duygusal bir idealizmi; olumlu ve faydalı bir biçimde hayata geçirir, ya da boş bir iddia olarak sürdürür.

2009 yılı Siz Başaklar için İkinci yöneticiniz mars gezegeninin Ocak 2010 yılına kadar sürecek etkisinden söz ederek başlamak istiyoruz. Bu dönemde gelecekle alakalı umutlar ön plana gelmeye başlayacaktır. İdeallerinizi belirli bir noktaya odaklamanız için her şeyden önce disiplinli bir şekilde çalışmak ve mesleki açıdan kendinizi geliştirmeniz gerekmektedir. Kariyer sahibi olmak adına yeniden iş hayatının içinde yer almanızı veya hali hazırdaki işinizle ilgili değişimlerde bulunarak ileriye yönelik hedeflerinizi gerçekleştirmenizi sağlayıcı tedbirleri mutlak almalısınız. Bu yorum bakterim.com sitesinde yayınlanmaktadır. Değişkenliklerden uzak durarak, hassasiyet içinde olmak, alınganlıklar göstermek, en ufak bir şeyi kafanıza takarak kendi iç dünyanızda ikilemler yaşamaktan uzak durmalısınız. Yaşamın sizin için hazırlayacağı nimetlere kavuşmak için disiplin, sorumluluk ve kendinize güven olgusu son derece önemli olacaktır. Dostluk ilişkilerinizi sağlamlaştırmalı, kendinizi başkalarıyla uyumlu çalışacak şekilde ayarlamalısınız. Sosyal organizasyonlar, iş veya farklı amaçlar için yapılan seyahatler, iş hayatıyla birebir ilgisi olan kişilerle temaslar, mesleki kariyeri olan kişilerle tanışmalar ve bu tanışmalar sayesinde ileriye yönelik işlerde birlikte görev almalar gibi etkiler de yine bu sürecin faydalı yönleri arasında yer alacaktır.
Devir artık, durmak, aynı noktada ısrar etmek, sırf alışkanlık diye değişimlerde bulunmamak veya sürekli fikir değiştirmek zamanı değildir. Sizler son derece hassas yapıya sahip kişiler olduğunuz için dış dünyanın karmaşalarında kendi iç alanıza çekilerek kolayca moral düşüklüğü yaşayabilen kişilersinizdir. Bu yorum bakterim.com sitesinde yayınlanmaktadır. Fakat Uranüsün bu konumu sizi yüreklendirecektir ve siz ne kadar çaba gösterirseniz misliyle size karşılığını verecektir. Biz ikinci Yöneticiniz merkür ve Oğlak burcu seyrinin sizlere Satürnün ilişki konusunda yaşatacağı dersler konusunda yardımcı olacağını düşünüyoruz. İki alanda da disiplinli bir şekilde ve her şeyden önemlisi sabırlı bir şekilde mücadele vermeniz halinde ve kesinlikle yılmadan özgüven duygunuzla ayakta kalmayı başardığınız zaman hem mesleki anlamda hem de ilişkinizle alakalı her tersliğin altından kalkabilecek, böylece bir taşla iki kuş vurmuş gibi arzu duyduğunuz her şeye kavuşabileceksiniz.
2010 yılında etkili olacak bir başka enerji ise Satürn gezegeninin evlilik, ciddi ilişkilerle ilgili yaşam alanınızdaki seyridir. Sizler bu etki altında, öncelikle sürecin başlamasıyla beraber, bugüne dek yaşadığınız ilişkilerden farklı bir sorumluluk anlayışı sizi sarmaya başlayacaktır. İlişkisi olanlar bu süreçte birlikte oldukları kişiye karşı daha fazla bağlılık gösterdikleri gibi beraber oldukları kişi de aynı şekilde davranmaya başlayabilir. İlişkisi olmayanlar ise, karşılarına çıkan kişinin yaşça deneyimli, olgun ve hoşgörülü tarzda olmasına dikkat edecektir. Genelde kendinizden küçük veya oldukça büyük kişiler (yaş farkı) dikkatinizi çekmeye başlar. Bu durum yaş olarak görüleceği gibi, kişinin düşünce yapısının yaşıtlarına oranla farklılığı olarak ta ele alınabilir.
Genel anlamda hayatınıza giren kişi, öncelikle sizin ilişki konusuna eskisinden daha fazla ciddi olarak bakmanızı sağlayacak derecededir. O güne dek sadece kendi isteklerinizle yaşayan biri iseniz, biliniz ki bu kişi sayesinde biz olmayı daha fazla öğrenmeye başlayacaksınız. Ayrıca artık yaşadığınız ilişki aşk oyunu ve flört deneyimlerden oldukça farklı, tamamen ciddiyete dönük hatta bir yaşam kurmaya kadar varacak boyutta olan beraberliktir.
Satürn gezegeni bu süreçte Terazi burcunda ilerlediği için ve sizin güneşinizle uygun açıda olması dolayısıyla ilişkiler, genel anlamda beraber aynı gündelik iş temposunu paylaştığınız kişiler olabileceği gibi, çeşitli hizmetler yoluyla tanışacağınız bir kişi de olabilir. Mükemmellik anlayışınız bu dönemde yüksektir, karşınızdaki insana eskisi gibi iyimser gözlerle bakmak yerine, daha seçici ve detaylarına kadar dikkat edecek şekilde bakabilirsiniz. Bugüne dek beraberliklerde yaşadığınız zorlu günlerin biraz da sebebi iyi niyetinizin haddinden fazla oluşu ve inceleme gereği bile duymadan sadece aşık olduğunuz bir kişiyi tercih etmenizdi. Oysaki bu süreçte karşınıza çıkacak kişi sizi, siz de onu yakından tanımak için oldukça çaba sarfedecek, her şeyini öğrenmek isteyecek ve ilişkinin uzun ömürlü olması için temelinin sağlam olmasına çalışacaksınız. Bu süreçte öğreneceğiniz en büyük ders, yaşadığınız ilişkiyi her ne olursa olsun abartmamanız, karşınızdaki insanı kendiniz gibi görme yerine, onu bir birey olarak kimliğini net olarak saptamanızdır. Bu yorum bakterim.com sitesinde yayınlanmaktadır. Unutmamalısınız ki, onu ne kadar gerçekçi bir şekilde düşünürseniz yanılma payınız o denli düşük olacaktır. Bu evli olanlar için de geçerli bir durumdur. Eşiniz nasıl biridir, ilişkinizde aksayan yönler nelerdir, huzursuzluk ve mutsuzluğunuzun sebebi nedir ve bunların düzeltilmesi yolunda kim kendi payına ne yapmaktadır gibi soruların cevaplarını tam olarak vermelisiniz. Bütün bunların kafanızda oturma süreci birbuçuk yıllık zaman dilimidir. Bu dönemin sonunda hakikatler yerine oturacak, temeli kuvvetli olan evlilikler sürecek, yıllardır kanayan yara gibi devam eden ve kangren halini alan kimi evlilikler de bitecektir. O nedenle o güzelim iyi niyetinizi sınırda tutmayı, kendinizi ve onu gerçekçi bir şekilde değerlendirmeyi ve yaşamınız adına yeni bir yön çizmeyi asla ihmal etmeyiniz. Kısaca eğer yaşadığınız beraberlik sizin içsel huzurunuz ve güvenliğinizi tam olarak sağlamıyorsa ve evlilik, ilişki bağınız kuvvetli değilse, bir sürü zorlukla baş etmenizi sağlamıyorsa ve garip bir şekilde güven oluşturmuyorsa sonuç olumsuz demektir.
Aşk ve İlişkiler
18 Aralık 2009- 29 Ocak 2010 dönemi, Mars gezegeninin geri hareketi sebebiyle aşk konusunda eski ilişkinizle alakalı gelişmeler, tekrar iletişime geçme, aktif, olumlu bir süreç. Yeni aşklar ve gelişmelerin çoğunluğunda iletişim konusu ön plandadır. Aynı anda iki kişi arasında kararsızlık duyma, aşkta hareketlilik, sözel ifadenin gücü ve isteklerinizi elde etmenizi sağlayacak canlılık.
11 Mart- 14 Nisan dönemli duygusal ilişkilerde pozitif düşünmeye açık. Fiziksel açıdan dikkat çekme. Güçlü ilişkiler yaşama veya ilişkinizle alakalı sorunların çözüme kavuşması.
28 Nisan- 19 Mayıs ailenizle olan ilişkilere dikkat etmeli, karşılıklı inatlaşmalardan uzak durmalı. Bunun dışında gayet olumlu geçebilecek ve sorunları konuşabileceğiniz bir dönem olabilir. Yuvanızla ilgilenebileceğiniz, sosyal yönden evinizin şenlikli bir yer haline gelmesi. Değerlerinize aşırı sahip çıkışınız fakat bütün bunların yanısıra ılımlı ve hoşgörülü olmanız gereken bir dönem.
03 Mayıs- 4 Temmuz arası ise ciddi ilişki ve evliliklerde karşılıklı atışmalar, partnerin ve sizin kendi isteklerinizi birbirinize dayatmaya çalışacağınız gergin bir dönem. Bu yorum bakterim.com sitemizde yayınlanmaktadır. Eğer karşılıklı uzlaşı içinde olabilirseniz birbirinize karşı son derece büyük bir tutku ve aşk hissedebilirsiniz. Partneriniz bu dönemde kendi egosunu size daha fazla hissettirmeye çalışabilir.
10 Haziran- 12 Temmuz aşk konusunda şanslı bir dönem. Sezgilerinizin yükselişe geçmesi. Değerlerinize olan düşkünlüğünüz ve yaşadığınız ilişkiye duyduğunuz bağımlılık, sahiplenici tavırlar ve duygusal yaklaşımlar. İlişkinizin evliliğe dönüşmesi adına umutlanmaya başladığınız bir süreç. Annelerin çocuklarıyla ilgili konularda daha hassas olmaları ve anaç tavırlarını yoğun bir şekilde göstermeleri. Hamilelik veya çocuk sahibi olmayı düşünme.
5 Ağustos- 27 Ağustos partnerinizle aranızda oluşabilecek gerilimler ve size karşı olan eleştirilerin yarattığı gerginlikler. Hassasiyetinizin yüksek oluşu veya eşinizin iş yoğunluğu nedeniyle yaşanan sıkıntılar. Karşılıklı olarak anlayışlı olunması gereken zaman dilimi.
Aşk ve İlişkiler konusunda yorumunuzun en başında bilgilendirmeye çalıştığım mars gezegeninin etkisi en önemli süreç olup, karşılıklı dengelerin korunması ve sağlıklı bir ilişki kurulması adına o bölümü tekrar gözden geçirmeniz faydalı olacaktır.
Olumlu İlişkiler: Akrep, Boğa, Oğlak
Zorlu ilişkiler: İkizler, Yay, Aslan
Parasal Konular
3 Nisan- 26 Nisan parasal kazanımlar konusunda aktif, girişimci ve kazanmaya yönelik ilişkiler ağı kurmanızı sağlayan enerjiler. Yalnız bu dönemde iş yaptığınız kişilerle ve iş bağlantılarınızda agresif tutum içinde olmamanız size pek çok fayda sağlayabilir. Paranıza dikkat etmeli, ani ve fevri kararlar vermemeli, paranıza sahip çıkmalısınız.
15 Ağustos-20 Eylül başkaları vasıtasıyla elde edilen gelirler. İş ortaklığı veya eş kaynaklı gelirler konusunda etkili bir dönem. Eşiniz veya sevgilinizle olan ilişkinizin size sağlayacağı maddi faydalar.
15 Kasım- 30 Aralık mesleki açıdan karşınıza birçok seçeneklerin çıkması, girişim konusunda öncülük etmeye çalışma, kimsenin sizin üzerinizde hakimiyet kurmasına izin vermeyecek kadar özgürlüğünüze sahip çıkma. Gereksiz yerlerde ani tepkilerde bulanabilme. Maceraya açık oluşunuz nedeniyle çok fazla sorumluluk almaktan çekinme. Mesleki açıdan yapılan yolculuklar, ticari faaliyetler.
İş ve Kariyer
21 Aralık 2009- 29 Ocak 2010 mesleki konularda eğitim görme, ekip halinde çalışmalara gönüllülük her şeye iyi tarafından bakıldığı için bazı detayları görmekte zorlanma. Yurtdışı bağlantılı işler, abartılı girişimlerden uzak durulması gerekir.
8 Ekim - 26 Kasım mesleki konularda yeni girişimlere istekli olacağınız, gücünüzü ve kontrol isteğinizi dizginlemekte zorlanacağınız bir süreç. Bu dönemde otoritelerle olan ilişkinizde dikkatli olmaya çalışmalısınız. Orijinal sıradışı fikirlerinizi hayata geçirebileceğiniz işlerle alakalı araştırmalar yapmaya ve girişimci olmaya çalışmalısınız.Bu yorum bakterim.com sitemizde yayınlanmaktadır. Agresif tavırlardan ve sabit fikirlilikten uzak durmaya çalışmanız size faydalar olarak geri dönebilir.
13 Ekim- 16 Kasım mesleki konularda ilişkilerin ön plana gelmesi, iş seçeneklerinin artışı ve bu artışla alakalı konularda dağılmalara yol açabilecek bir zaman. Seçeneklerinizi değerlendirirken kendi yeteneklerinizi ön planda tutmaya çalışmak faydalı olacaktır. çevrenizdeki kişilerle sıkı ilişkileri sürdürürken herkesle iyi olmak zorunluluğu hissedebilirsiniz. Bu durumun karşılığını alamadığınızda zorluklar yaşanabilir. Belirli bir sınırı muhafaza etmek mantıklı olabilir. Bunun dışında yolculuklar, bilgi sahibi olmak, gelişmek açısından otorite konumundaki kişilerle olan irtibatlarınızın faydası olabilir.
Sağlık
07 Şubat -23 Mart psikolojik yönden gizli saklı yaşanan ilişkiler nedeniyle kendinizi eşit şartlarda hissetmemenin getirdiği gerilimler. Bu yorum bakterim.com sitemizde yayınlanmaktadır. Duygularınızı gizlemek. İlişkide kayıtsızlıklar nedeniyle gerilime açık bir zaman. Partnerinizle aranızda oluşabilecek mesafe duygusunun getirdiği sıkıntılar. Yapmanız gereken daha özgür düşünmek, bağımlılıklarınız konusunda daha dikkatli hareket etmeye çalışmak olmalıdır.
13 Temmuz- 16 Ağustos Duygusal açıdan hassas bir dönem. Bazı eski rahatsızların çok can sıkıcı olmasa da ilgilenmeniz gereken bir etki yaratması. Kendinizi oldukça sevmeniz ve hayatı pozitif yönden görmeniz gerekli olan bir dönem.

2010 yılının Siz Başaklar için, yüreğinizin içindeki tüm arzuların gerçekleşmesini diler, güven dolu, huzurlu, mutlu ve sağlıklı günler temenni ederiz

Bu konumuzda 2010 burç yorumları, 2010 burç falları bulunmaktadır. 2010 Yılının tüm insanlığa hayırlar getirmesini temenni ederiz.

2010 Terazi Burcu Yorumu (23 Eylül-23 Ekim)

Sevgili Terazi, bu sene bol bol seyahat edebilirsiniz. Aşk hayatınız geçen yıllara kıyasla sönük geçse de, iş hayatı bunun tam tersi nitelikte olabilir. Büyük kazançlar ve başarılar bu yıl peşinizi bırakmayacak gibi görünüyor. Bu konuyla ilgili en verimli ve şanslı aylar İlkbahar ayları.

Terazi burcu insanı, venüs'ün en romantik ve en aşk dolu burçta bulunduğu dönemde doğmuştur. Terazi Burcu' nun temsil ettiği ruh hali, eskiden beri "dengeleyici ve karakterli" bir ruh hali olarak kabul edilir. Aslında terazi karakterinin temel vasfı, varlığını, benliğini ve haklarını anlatma bilincidir. Öyle ki, haklarını müdafaa ederlerken dengeleyici yollarda ilerlerler.
İnsan ruhu sonsuzluğu istediği için kısıtlı bir zamana sığmak istemez, ölümü büyük bir düşman olarak görür. Ancak ölüm çaresizce varacağımız mutlak sonumuzdur. O halde bu düşmana karşı savunmamız, bilinen kaçma ve savaşma yöntemlerinden farklı olacaktır. Terazi burçları , hayat sermayesini gerçek hedefin elde edilmesine kullanmayı , böylece hayat serüveninin amacını gerçekleştirmeyi tercih eder.
Terazi'nin temsil ettiği karakter: dünya' da bulunmanın büyük bir güzellik olduğunun farkındadır. Var olma bilinciyle dopdolu olan bu kişilik, bu varlığa ne gibi bir hedef belirlemişse onu gerçekleştirmek için büyük çabalar harcayabilir, büyük fedakarlıklar yapabilir.
Yeter ki hayat amaçlarını doğru seçmiş olsun..

2010 yılında siz Teraziler, meslek hayatınız ve gündelik iş temponuzla alakalı konularda sistemli bir şekilde çalışmanız ve sorumluluklar almaya gönüllü olmanız halinde, Uranüs gezegeninin olumlu desteğini üzerinizde hissedeceğiniz bir yıl olarak geçebilir. Bu dönemde ustalaşmak adına mesleki konularda bilgi sahibi olmaya çalışacak, üst pozisyonda bulunan kişilerle güçlü ilişkiler kurabilecek ve toplum içindeki yerinizi net bir şekilde belirleyebileceksiniz.

2010 yılı İş hayatında kendinizi göstermek hevesiyle dolu olacağınız bir yıl olarak gözükürken, gelişim fırsatlarını değerlendirmek adına her türlü zorluklarla baş etmeye hazır bir ruh hali içinde, geçmişte yaşadıklarınızın sizde bıraktığı izleri ve bundan sonra yaşanacak her türlü sorunu çözmek adına gerektiğinde her türlü değişimi uygulayabilecek kadar cesur davranabilirsiniz. Sosyal aktiviteler içinde yer almaktan hoşlanabilir, bu konularda paylaşımcılığınızı, birleştiriciliğinizi özgürce sergilemekten mutluluk duyabilirsiniz.

Kısaca 2010 yılı sizler için, gerek hayata yaklaşım tarzınız açısından gerekse toplum içinde statünüzü belirlemek adına, mesleki açıdan güçlü olmak isteğiniz çerçevesinde gelişebilir ve bu istek sizi, en derin deneyimlerden geçseniz bile sonunda inanılmaz başarılara ulaşmanız adına destekleyici olabilir. Bu yorum bakterim.com sitemizde yayınlanmaktadır.
Yeter ki bunu isteyin ve bunun için her türlü sorumluluğun altına girmeye hazır olun.

Aşk ve İlişkiler
2010 yılında aşk ve ilişkiler konusunda şanslı ve dikkatli olunması gereken dönemleri tarih aralıkları şekliyle size sunmayı düşünüyoruz. Böylelikle ajandanıza bunları kaydedebilir ve astrolojik olarak yararlanabilirsiniz. İlişkiler ve aşk konusunda en etkin enerji şüphesiz ki neptün gezegeninin burcunuzla oluşturacağı görünümlerdir.

7 Mart-29 Mart arası hayata yaklaşım tarzınız genel olarak, isteklerinizi kabul ettirme konusunda daha inatçı olmanıza rağmen bu durumunuzun dışarıdan bakıldığında ilgi çekici bulunmanızı sağlayıcı bir faktör olarak görünmekte. Kendinizi özel ve önemli olarak gördüğünüz için, karşı cins üzerinde etkinizin yükselmesi söz konusu olabilir. yalnız çok fazla bencil davranmak itici bir durum da oluşturabilir. Dikkatli olmakta fayda var.
10 Nisan-21 Mayıs arası aşk ve flört ilişkilerinde tutkulu yaklaşımlar ve erotizm gücünüzün yükselmesi ve kendinizi aşk konusunda gayet rahat ifade ettiğiniz, girişimlerde bulunduğunuz aktif bir dönem olarak gözükmekte. Beğenilmek, beraberlik konusunda isteklilik, bonkör yaklaşımların yanısıra bir o kadar da egonuzun yükselişe geçeceği bir dönem olarak görülmekte.

9 Haziran- 4 Temmuz arası dönem aşk ilişkinizle alakalı konularda kendinizi ön plana almaktan hoşlanacağınız, beğenilmek ve sevilmek içgüdüsü içinde hareket edeceğiniz bir süreç olarak gözükmekte. İlişkisi olmayanlar için bu dönem oldukça şanslı gözükmekte. Yeni aşklar gündeme gelebilir ve keyifli bir dönem geçirebilirsiniz. Kalıcı olmaktan ziyade belirli bir süreye dayanan aşk ilişkileri ağırlıklı olabilir.

20 Temmuz- 5 Eylül arası ise ciddi ilişkiler açısından en şanslı olduğunuz dönem olarak gözükmekte. Bu dönemde karşınıza çıkabilecek yeni kişiler olduğu gibi, beraberliğinizde de gayet olumlu bir süreç geçirebilirsiniz.
Dikkatli olunması gereken tarih aralığı ise 11 Ağustos- 15 Ekim arası yönetici gezegeniniz Venüs ilişkilerinizde karşılıklı uyum ve dengenin devamı için çatışmalardan kaçınmanız gerektiğini gösterdiği gibi, sorunlarınızı görmezden gelmenizin de problemlerin daha fazla büyümesine yol açabileceğinin göstergesidir.

Olumlu ilişkileriniz: Oğlak-İkizler-Koç-Kova ile

Zorlu ilişkiler : Balık ve Aslanla

İş ve Kariyer
Venüs ve Satürn gezegenlerinin etkisi bu yeni yılda çok yoğun. Sizler için en fazla yoğunluğun ve gelişimin görüleceği konuların başında kariyer ve saygı gelmektedir. Bunların dışında kendinizi en olumlu şekilde ifade etmeniz ve girişim, gelişme açısından aktif olacağınız dönemler ise sırasıyla

10 Ocak-28 Şubat arası mesleki konularda otoritelerle iyi ilişkiler ağınızı sürdürmeye çalışmalı, sorumluluk bilinci içinde hareket etmeye özen göstermelisiniz.

12 Mart-17 Mayıs güneşin burcunuzda seyredeceği dönemdir. Her ne kadar Satürn geri hareketi devam ediyor olsa da, kararlarınızı yeniden gözden geçirerek belirli bir plan çerçevesi içinde uygulamaya hazır olabilmeniz için etkili bir zaman dilimi olarak gözükmekte.

1 Haziran-29 Temmuz arası gündelik iş temponuzda kendinizi ortaya koymak açısından temkinli davranabilir, titiz ve detaylı çalışmaya önem vermeniz gerekebilir. Planlı ve programlı olmanız halinde her işin üstesinden gelebilir, eksiklerinizi tamamlayabilirsiniz.

22 Ağustos - 18 Ekim arasında otoriterle olan ilişkilerinizi güçlü tutmalı, çatışmak yerine uzlaşı içinde olmalısınız. bu devrede kurulacak iyi bir diyalog size iş yaşamınız açısından olumlu katkılar getirebilir. Bu yorum bakterim.com sitemizde yayınlanmaktadır.

Parasal Konular
Finansal açıdan etkili dönemler sırasıyla, 14 Mart-29 Nisan yeteneklerinizi hayata geçirmenizi sağlayıcı ve bu yolla para kazanmanızı sağlayıcı gelişmelerle karşılaşabilirsiniz. Bu süreçte paranızı dikkatle harcamaya özen göstermeli ve belirli alanlarda değerlendirmek adına girişimlerde bulunabilirsiniz. Yılın finansal açıdan oldukça aktif bir dönemi olarak gözükmekte.

15 Ağustos-27 Eylül kendi kazanımlarınız dışındaki gelirler açısından dikkatli hareket etmeye çalışmalı, riskli işlerden uzak durmalı, parasal ilişkilerinizi güçlü tutmaya çalışmalısınız. Kuşkulu ve kuruntulu davranışlar göstermeniz, parasal yönden güvencede olmak adına başkalarını zorlamanız veya güç uygulamaya kalkmanız yanlış olabilir. Kredi ödemeleriniz konusunda düzenli hareket etmeli, başvurularınızda ise bütçenize göre hareket etmeye özen göstermelisiniz.

Sağlık
25 Şubat - 16 Mart arası dönem kendi içinizdeki sevgi birliğini oluşturmak adına etkili bir dönem olabilir. İç dünyanızı bu gözden geçirme sürecinde yaşamınızla ilgili her konuda yeni adımlar atmak ve ilişkiler kurmak açısından psikolojik olarak güçlü bir süreç yaşayabilirsiniz. Kendinizle barışık oluşunuz doğal olarak size sağlık açısından faydalar getirebilir.

12 Haziran - 13 Temmuz döneminde sağlığınıza özellikle dikkat etmeli, hijyen ve temizlik kurallarına gerek eviniz gerekse iş yerinizde özen göstermeli, fazla detaylı çalışmanın getirdiği yorgunluklar konusunda dinlenmeyi ihmal etmemelisiniz. Diyet konusunda kendinizce planlar yapabilir ve uygulamaya hazır olabilirsiniz.

2010 yılının Siz Terazilere, yüreğinizin içindeki tüm arzularınızı gerçekleştirme gücü vermesini diler, huzur, başarı ve sağlık dolu günler temenni ederiz.

Özge Uzun

'Güne Merhaba'nın güzel yüzü


Servet YILMAZ 9 Aralık 2009
'Güne Merhaba'nın güzel yüzü




CNN Türk’ün yeni transferi Özge Uzun, “Güne Merhaba” programıyla sabah kuşağında izleyici karşısına çıkmaya başladı. Sunuculuğu çok küçük yaşlarda aklına koyduğunu, bu azimle hedeflerine ulaştığını söyleyen Uzun, “Annem hâlâ, küçükken üzerine kendi radyo programımı kaydettiğim Fedon kasetinin hesabını sorar” diyor.


* Artık CNN Türk ailesinin bir üyesisiniz. Bu gelişme size ne kattı?

- Burada haberciliği, gazeteciliği bilen, sahadan gelmiş bir ekip var. Haberciliğe onlarla devam edecek olmam da beni çok heyecanlandırıyor.

* Aileniz mühendis olmanızı beklerken siz sunuculuğu seçmişsiniz... Çocuklar normalde şarkıcı olmak ister, bu sunuculuk hayali nasıl doğdu?

- Daha küçük bir çocukken oturup metinler yazar, annemin kendisi için doldurttuğu karışık kasetlerin üzerine bunları kaydederdim. Bir nevi radyoculuk yapıyor, günün anlam ve önemini belirtecek konular hakkında konuşuyordum. Annem hâlâ o kasetlerin hesabını sorar bana... Hatta bir Fedon kaseti vardı, onu bozdum diye çok kızmıştı.

* Peki bu yolculukta aileniz sizi destekledi mi?

- Başlarda gelip geçici heves gözüyle bakıyorlardı. Fakat ben kafasının dikine giden bir çocuktum. ıki, üç ay sonra baktılar ben vazgeçmiyorum, desteklemeye başladılar. Babaannem ve büyükbabam otururdu radyonun başına, ben onlara kendi programımdan Frank Sinatra’lar, Louis Armstrong’lar armağan ederdim. Söylediklerine göre onlar da dans ederlermiş. Sonradan en büyük destekçim de babaannem oldu zaten.

ŞİMDİYE KADAR HİÇ ZAYIF OLMAMIŞTIM

* Radyodan televizyona geçişte bocalamadınız mı?

- Zor oldu diyemem ama çok yoğun bir dönemdi. O zamanlar ben iletişim mezunu değildim, bu işi yeni öğreniyordum ve yaşım daha çok küçüktü. NTV’de çalışmaya başladığımda 20 yaşıma yeni girmiştim. Hatalar yapıyordum ama o kadar çok çalışıyordum ki bu hatalarımı tolere ediyorlardı. Bir de ben, bilmediğim bir şey oldu mu mutlaka sorarım.

* TRT’nin resmi bir dili vardır. Radyoda çalışırken bu dili kullanmak size garip gelmiyor muydu?

- Gelmiyordu çünkü ben bu jargonların olduğu bir ailede büyüdüm.

* Nasıl yani, anneniz sizinle “Özge yemek vakti”, “Uslu dur Özge yoksa seni dövmek zorunda kalacağım” gibi mi konuşurdu?

- Tam öyle değil de... Eski tarzda, adab-ı muaşeret kurallarına bağlı kalarak büyütüldüm.

* Nerede büyüdünüz?

- Ankara’da...

* Anne ve babanız ne iş yapıyordu?

- Annem hemşireydi. Bu arada annem ve babam ayrıydı, ben babaannemle büyüdüm. Baba tarafım, Safranbolulu bir aile olarak lokum ve şeker üretimi yapıyor.

* Lokumcu bir babanın kızı olarak çok kilo almamışsınız...

- Olur mu öyle şey. Ben şu zamana kadar hiç zayıf olmamıştım.

* Peki nasıl zayıfladınız?

- Doğumdan sonra 40 kilo verdim.

OĞLUMDAN ZORUNLU OLARAK AYRIYIM

* Hamileliğiniz boyunca da ekranlardan kopmadınız...

- Evet, çünkü sadece kocaman bir göbeğim vardı, yüzüm şişmedi.

* “Ya yayında sancılanırsam” endişesine de mi kapılmadınız?

- Korktum tabii. Hatta temmuz seçimlerinde 7 aylık hamileydim ve uzun süre ayakta kaldım. Reklam arasında hemen sandalye getiri-
yorlardı. Sonra Dağhan doğdu.

* Neden bu ismi koydunuz?

- Çok sevdiğim bir isimdi, uygun gördük. Dağhan şu anda Ankara’da anneanne ve dede ile beraber. Çok özlüyorum onu. Hafta sonları gidebiliyorum ya da onun okulu tatil olduğunda görüşebiliyoruz.

* Neden orada Dağhan?

- Bazı anomalilerle doğdu. şu anda Ankara’daki bir merkezde terapi görüyor. ınşallah yaz sonuna kadar yürürse İstanbul’a dönecek.

GÜN BENİM İÇİN 03.00'TE BAŞLIYOR

* CNN Türk’te “Güne Merhaba”yı sunuyorsunuz. Nasıl bir program bu?

- Gündemi gülümseyen bir yüzle aktaran, olumlu haberlerin de olduğu bir program. Bir de interaktif bir yayın yapmayı hedefliyoruz. Twitter ve Facebook’tan da bize ulaşabilecek seyirciler.

* Saat kaçta uyanıyorsunuz?

- Saat 03.00’te kalkıyorum.

* Kendinize nasıl vakit ayırıyorsunuz, zor olmuyor mu?

- Günü iyi programlıyorum. Bir de zaten çok uyuyan biri değilim.

GELECEKTE HABER MERKEZİ YÖNETEBİLİRİM

En büyük destekçiniz kim?

- Annem ve babaannem. Bir de çok sevdiğim bir arkadaşım var Dilge adında. En zor günlerimde yanımdaydılar.

* Geleceğe yönelik ne gibi planlarınız var?

- Bir kitap yazmayı düşünüyorum. Bunun dışında da gazetede yazılar yazmayı isterim. Kendimi geliştirdikten sonra neden bir haber merkezini yönetmeyeyim?
Mini etekle haber sundu olay oldu!
Haber sunarken giydiği etek nedeniyle eleştirilen Özge Uzun sonunda isyan etti! Fox TV’de 17:30 haberlerini sunan Özge Uzun, CNNTURK’te ‘Nası Yani?’ programının konuğu oldu. Bir süre önce, haber sunarken, kameranın farklı bir açıdan görüntülediği Özge Uzun, etek boyu nedeniyle bazı kesimlerce eleştirilmiş ve görüntüleri çeşitli internet sitelerinde yayınlanmıştı. Televizyon Gazetesi’nde yer alan haberde; Özge Uzun, konuyu köşelerine taşıyarak kendisine destek olan Serdar Turgut ve Sina Koloğlu’na teşekkür ederek kendisine yakıştırılan ’seksi’ sıfatından hoşlanmadığını anlattı ve duygularını ekran başındakilerle paylaştı. Görüntülerinin internette dolaştığı ilk günlerde çok üzüldüğünü ve “Allahım ne yaptım, ben birşey yaptım” dediğini ifade eden Uzun, “Çünkü hakikaten beni bilen arkadaşlarım bilir, buraya gelmek için çok çalıştım. Bir anda, tepeden inme, mini etekli bir haber spikeri olmadım” dedi.

FRİKİĞİN NE OLDUĞUNU BİLMİYORLAR!

Haddini bilen bir insan olduğunun altını çizen özge Uzun, “Bacaklarımda frikik aranıyor, bir anda genç kızlara kötü örnek oldum ve namussuzluğuma kadar yazıldı. Çok acayip. Ben bunu yazan kişilerin frikiğin neanlamına geldiğini bilmediğini düşünüyorum. Orada sadece bacak bacak üstüne atmış, etek giymiş ve gayet üsturubuyla oturan bir kadın görüyorum” şeklinde konuştu.

Özge Uzun gafıyla 'balatayı sıyırdı'
23 Ekim 2009 Cuma 11:30
Özge Uzun yaptığı "balata" gafı ile dillere düştü... Habertürk'den şoke eden haberi aldı...
Özge Uzun'un yaptığı "balata" gafını sanırız duymayan kalmamıştır...
Güzel bacakları ile iş yapan Uzun, bu çam devirme sonrası Habertürk
yönetiminden şoke eden bir haber aldı.

Haftada üç gün ekrana gelen programı makas yedi...
Program sayısı bir geceye indirildi.
Özge Uzun ile "uzun bacaklar"...
Pardon... Pardon...
"Özge Uzun ile uzun geceler" bundan sonra haftada sadece bir gün
ekranda olacak...
Program perşembe geceleri ile sınırlı olacak...

GAF YAPMAYACAĞIM DEDİ DİLİ DOLANDI

Özge Uzun dün akşamki programını "bundan sonra yeni format
ve yeni içeriklerle karşınızda olacağız" diyerek açtı.
"Balata" gafı ile dillere düşen Uzun, bir küçük özür dilemeye niyet etti;
-"Bu arada söz veriyorum "tam" yapmayacağım... Pardon "gaf" yapmayacağım" derken dili
dolanınca "gaf" sözünü "tam" yapıverdi.

REYTİNGLER YAKTI

Güzel sunucu "bacakları" ile yakaladığı şöhreti pek uzun süre elinde
tutabilecek gibi görünmüyor. Zira reytingleri onu yakıyor...
Programı sıralamalarda istenen başarıyı gösteremeyince
Habertürk yönetimi programa sınırlama getirdi.
Programın yayından kalkabileceği dahi konuşuluyor...

DÜN "BALATA" İLE MEDYANIN DİLİNE DÜŞTÜ...

Haberi olmayanlara Uzun'un balata gafını da bir daha hatırlatalım...
Gününüz neşelensin istiyorsanız buyrun bir izleyin;

askılı elbise değil etek giydim
fox tv'de sunduğu 'beşbuçuk' adlı haber bülteninde giydiği mini etekle olay yaratan ve günlerdir adından söz ettiren spiker özge uzun akşam'a konuştu

fox tv'de 'beşbuçuk' adlı haber bültenini sunan özge uzun, ekrana mini etek giyerek çıkınca bir anda gündeme oturdu. haber geçişlerinde açılan kamera ve onun 'mini eteğiyle bacak bacak üstüne atmış hali' internette tık rekoru kırdı. görüntüleri fazlasıyla 'seksi' bulunan uzun, kendisine yapılan yakıştırmalardan oldukça rahatsız.

ekrana mini etekle çıktınız, olay yarattınız. o eteğin bu kadar ses getireceğini düşünmüş müydünüz?
5 saniyelik görüntü için haftalardır konuşuluyorum. o görüntü bizim haber bültenimizdeki kamera açısıydı. internete konu olan görüntüler birbirine montajlanmış, sanki tüm haberi o şekilde sunuyormuşum gibi gösterilmiş. biz farklı kamera açıları kullanarak, haberleri daha hareketli bir hale getiriyoruz. türkiye'de alışılagelmiş haber formatındaki bir tabuyu yıkıyoruz sadece.

o tabuyu biraz açabilir miyiz?
haber spikerleri bugüne kadar hep 'yüz'den ibaretti. oysa fox, haber sunan insanların sadece yüzden ibaret olmadığını gösterdi. biz bütün gündemi aktarmaya çalışırken, vücut hareketlerimiz, görüntümüz ve kılık-kıyafetimizle izleyiciyle pozitif bir ilişki kurmaya çalışıyoruz. bu görüntüler bunun en büyük adımıdır. türkiye'de bir haber spikerinin sadece yüzden ibaret olmadığını göstermek istiyoruz.

hadi sizin bacaklarınız güzel, güzel olmayanlar ne yapacak?
bilmiyorum. şu anda türkiye'de ekrana çıkan tüm kadınlar çok güzel. benim tek farkım benim biraz daha uzun boylu olmam.

görüntü başta rahatsiz etti, evliyim ve anneyim
sizce bu şekilde haber sunmak doğru bir şey mi?
kötü bir şekilde haber sunmuyorum ki... gömlek ve etek giyiyorum. tuvaletle çıkmadım ki ekrana. askılı bir elbise de giymedim! insanların gözüne kötü gelecek ya da 'çok abartmış' diyebilecekleri de bir şey yapmadım. gayet normal, gömlek üzerine ceket giyip, çıktım. sponsorum bana ne dikiyorsa onu giyiyorum. bu bende fark ediliyorsa ne mutlu bana.

peki durumun reytinge bir faydası oldu mu?
bizim hiç öyle bir reyting telaşımız olmadı. allah'a şükür geçen ay, üçüncü kanal olduk. haberdeki reytinglerimiz de çok iyi. fox beşbuçuk haber bülteni, bu görüntülerden önce de çok iyi reyting alıyordu. aynı başarıyla yolumuza devam ediyoruz. ne mutlu bize.

görüntüleriniz internette dolaşmaya, haber konusu olmaya başlayınca ne hissettiniz?
internetteki görüntüler ilk başta çok rahatsız etti. çünkü evli bir kadınım, üstelik anneyim. ama sonra düşündüğümde yaptığımın kötü bir şey olmadığına karar verdim. sadece bazı insanların bakış açısından rahatsız oldum. yine de aralarında köşe yazarlarının da olduğu pek çok insandan olumlu eleştiriler aldım. bazıları kıymet biliyor...

bizde 'haber' kadınlara emanet
tv maceranız nasıl başladı?
televizyon dünyasına ntv'de adım attım. daha önce radyoculuk yapıyordum. turizm otelcilik mezunuyum. 20'li yaşlarda girdim ntv'ye. haber mutfağında ustalarım tarafından güzel bir şekilde eğitildim. orada rüştümü ispat ettim. yüzlerini kara çıkarmadım. yaşamış olduğum tecrübe beni fox'a sürükledi.

medyada erkek egemenliği söz konusu. fox tv'de ise haber kadınlara emanet. bunu nasıl değerlendiriyorsunuz?
bunun çok iyi bir tercih olduğunu düşünüyorum. mehmet ali birand, uğur dündar ve ali kırca gibi isimlerin hepsi birer duayen. ama 'bir kadın da çok iyi bir haber sunucusu olabilir' iddiasını fox ortaya attı. ana haberde nazlı tolga, beşbuçuk'ta ben, öğle haberinde ise gözde kirişçioğlu var ve hepimizin kendimizi ispat ettiğine inanıyorum. ustaların arkasından emin adımlarla ilerliyoruz. 'biz kralız' şeklinde bir iddiamız yok. her gün kendimizi eğitmeye ve yeni şeyler öğrenmeye çalışıyoruz. 29 yaşında biri olarak daha yolun başındayım. bir gün en az onlar kadar iyi ve güvenilir bir haberci olabilirim.

eşim kıskanç ama kızmadı
size yakıştırılan 'seksi sunucu' sıfatı için ne düşünüyorsunuz?
'seksi sunucu' sıfatını uygun görmüyorum. ama kendime baktığımda hoş bir resim görüyorum. en büyük destekçim de eşim. kıskanç olduğunu da ekleyeyim. eşimle konuştum. o, görüntülerde abartı olmadığını çok şık ve güzel bir kadını haber sunarken gördüğünü söyledi.
----- alinti -----

16 Aralık 2009 Çarşamba

Curling


Kız uğruna buz sporu


Sinem VURAL 9 Aralık 2009
Kız uğruna buz sporu
Hürriyet Özel Röportaj


Curling sporu Türk insanına yabancı... Ama bu spor son dönemde çekilen bir Türk filminin ana teması oldu. 18 Aralık’ta vizyona girecek olan “Süpürrr!” sevdiği kız uğruna buz sporu curling’i öğrenmeye çalışan Oğuz adlı gencin komik öyküsünü beyazperdeye taşıyacak. Filmin kamera arkasında yaşananları, detaylarını başrol oyuncuları Cem Kılıç ve Başak Parlak’a sorduk.

* Filmin konusundan bahseder misiniz?

- C.K: Filmin türü için “sportif komedi” diyoruz. Sporu konu alan bir komedi filmi. Bir aşk uğruna neleri göze alırsın ya da bir insan isterse yapamayacağı şey yok gibi mesajları var.

* “Milli olmak” deyimini ilk kez gerçek anlamıyla kullanan komedi filmi aynı zamanda!

- C.K: Evet, bu kendi aramızda da espri konusu oldu açıkçası...

* Karakterleriniz hakkında neler söyleyeceksiniz?

- C.K: Oğuz, Naz’a sırılsıklam aşık, onu kaybetme korkusu taşıyan, hırslı bir genç...

- Başak Parlak: Naz, Oğuz ile büyük bir aşk yaşıyor. Evlenme noktasına geliyorlar. Ama Naz’ın babası, yani Sümer Tilmaç, “Ben milli sporcu olamadım, bari damadım olsun” diye tutturuyor. O andan sonra da Oğuz ve arkadaşlarının milli olma mücadeleleri başlıyor.

TÜRKİYE’NİN İLK CURLING’CİLERİYİZ

* Neden spor olarak Türkiye’nin hiç de aşina olmadığı curling seçildi?

- C.K: Hikaye gereği 3-5 ay içinde milli olunacak bir spor gerekiyordu. Diğer dallar zaten fethedildiği için çok bilinmeyen bu spor tercih edildi.

* Curling’i daha önce biliyor muydunuz?

- B.P: Ben izliyordum.

- C.K: Ben izlerdim de adını bilmiyordum.

* Neye benziyormuş yakından bakınca?

- C.K: Dart, bilardo ve bowling arasında bir spor bence... Çünkü ortada bir hedef var, o yönüyle dartı andırıyor. Taşları düz bir zeminde hedefe doğru kaydırmanız gerekiyor, bu da biraz bilardo ve bowlinge benziyor.

* Curling hakkında her şeyi öğrendiğinizi söyleyebilir miyiz?

- C.K: Evet, neredeyse... ıskoçya’ya ait bir spor bu. Her yaştan insanın yapabileceği, kolay öğrenilen bir spor.

* Sizden önce de yapan birileri var mıydı bu sporu Türkiye’de?

- C.K: Türkiye’de bu sporu yapan kimse yoktu. İlk curling pistinde biz kapıştık. ılk curling’ciler biziz. Neredeyse milli takım oluyorduk.

* Gerçekten milli takım olacak mıydınız?

- C.K: Bu gerçek-leşiyordu. Herhalde federasyon gerekli adımları atmadı. Yoksa sadece Türkiye için değil dünya basınında da haber değeri olan bir iş çıkacaktı. Düşünsenize, aktörlerden kurulu bir milli takım. Yunanistan’ı bile yenebilirdik gerçekten. ıyi atışlar yapıyorduk. Çekimlerden arta kalan zamanlarda baklavasına curling maçı yapıyorduk kendi aramızda...

ÖPÜŞME SAHNESİNDE BIYIK DEZAVANTAJ

* Öpüşme sahnesini nasıl çektiniz?

- C.K: Hep bu konuşuluyor, ama biz çekerken zorlanmadık. Belki Başak bıyıklı bir erkekle öpüşmekte zorlanmıştır gerçi... Benimki Chevrolet tamponu gibi. ınsanlarla arama mesafe koyuyor.

- B.P: Evet, biraz zor geldi ama çok fazla sorun yaratmadı.

* Filmdeki en komik sahne hangisi size göre?

- B.P: Beni en çok Jess Molho’nun sahneleri güldürdü diyebilirim. ılk kez kötü adamı oynuyordu.

CEM KILIÇ: MÜZİK VE OYUNCULUK BİRLİKTE GİDECEK

Mask adlı mekanda sahne almaya devam ediyorsunuz...

- Evet, Beyoğlu’ndaki Mask’ta sahne alıyorum. Ama sahnem hakkında bir bilgi vermiyorum. Gelenler izlesin.

* Yeni projeler neler?

- Bir sinema filmi yazdım. Yaz başında aynı teknik kadro ile bu filmi çekmeyi planlıyoruz. Müzik çalışmaları da devam edecek.

BAŞAK PARLAK: BÜYÜELÇİ BİLE OLABİLİRİM

Okul nasıl gidiyor?

- Uluslararası ilişkiler okuyorum, ikinci sınıftayım. Konservatuvar dışında bir eğitim daha almayı, farklı bir mesleğimin daha olmasını istiyordum. Dolayısıyla halimden çok memnunum. Çok zevkli bir bölüm.

* Ne olacaksınız?

- Aldığım eğitim kaymakam, ataşe, büyükelçi olmaya kadar gidiyor.

* Oyunculuk devam edecek mi?

- Yeni yıldan sonra bir gençlik dizisi projesi var. Daha cast belli değil. Bekliyoruz.

Körling (İng.Curling), 42 metre boyu, 4,3 metre eni olan buzdan bir pist (rink) üzerinde oynanan bir olimpik takım oyunudur.

Buz üzerine disk şeklinde iç içe çizilmiş üç halka hedefi, evi oluşturur. Pistin iki ucunda olan 3,66 m çapındaki evin; oyun hattı, hogdan uzaklığı 6,4 m, birbirlerinde uzaklığı 34,7 m.'dir. Puan, ev'in merkezine karşı takımdan daha yakına taş atarak kazanılır.
Hassaslık seviyesi ve kazanmak için ortaya konan stratejik düşüncenin karmaşık yapısı sayesinde curling "buz üzerinde satranç" olarak değerlendirilir.


Oyun Pisti - Rink

Rink'in ebatları

Rink, iki ucunda (iç içe çizilip boyanmış üç halkanın oluşturduğu hedefin,) evlerin bulunduğu buz pistidir. 3,66 m çapındaki evlerin önünde, 6,4 m mesafede oyun hattı, hog bulunur. Rinkin ve evlerin ortasından boylu boyunca tee hattı (ingilizce: tee line) uzanır. Evlerin ortasından geçen rinki enine kesen merkezi çizgiler (ingilizce:center lines) ile tee hattı evleri dört eşit dilime ayırır ve evlerin ortasındaki düğmeyi (ingilizce:button) oluştururlar. İç içe geçen çizgiler taşların merkeze yakınlığına karar verilmesinde rol oynarlar. En dıştaki çemberin dışında kalan taşlar evde değildir, skor üretmezler. Düğmeden 3,66 m ilerde merkezi çizgiye paralel (çentik) çizgi(si)nin ortasında çentik (ingilizce:hack) bulunur. Çentikler atış için itiş desteği olurlar. Atıcılar genelde ayaklarıyla çentikten destek alarak atışlarını gerçekleştirirler. Kapalı rinklerin iki ucunda kenarları 7,6 cm'i geçmeyen iki adet sabit kauçuk çentik bulunur. Hareketli çentikler de kullanılabilir.

Pistin hazırlanması sırasında buzun üzerine su damlalarının püskürtülmesiyle (pebble) çakıl denilen yüzey oluşturulur. Çakıl ile taşın sürtünmesinden taş dışa doğru yahut içe doğru dönerek ilerler, bu da güzergahın kıvrılmasına (ingilizce:curl) yol açar. Bu çakıl katmanının oyun süresince aşınması ile bu kıvrılma da oyun boyunca değişir. Ayrıca rinkin oyun süresince aynı sıcaklıkta, -6 °C'de kalması da sağlanmalıdır.

Rink'te en uygun koşulları sağlamak tam bir bilimsel çaba gerektirir. Pek çok körling salonunda işi sadece buzun durumuyla ilgilenmek ve sahayı hazırlamak olan kişiler görevlidir.

Bazen buz kristalleri taşın altına yapışır, bunun sonucunda taşın güzergahında sürtünmeyi arttırır ve taşın güzergahını değiştirir. Çakıl azaldıkça ve eğer pisti oluşturan suyun içindeki minerallari ayrıştırıcı özel işlem uygulanmamışsa taşın altına yapışmalar ve sürtünme artar.

Oyun malzemeleri

Ayakkabılar

Körling ayakkabıları

Körling için oyuncular özel ayakkabılar giymek zorundadırlar. Ayakkabının tekinin tabanında kaydırıcı (slider) denen teflondan ya da benzer malzemeden pürüzsüz bir hat bulunur. Kaydırıcı haricen başka bir ayakkabının altına da yapıştırılabilir bir malzemedir. Kaydırıcı sayesinde oyuncu çentikten ayrılıp atışını yaparken kayabilir. Solak oyuncuların sağ teklerinde, sağ elini kullanan oyuncuların sol teklerinde kaydırıcı bulunur. Diğer tekin altında ise çekişi artırmaya yarayan kauçuk bir hat bulunur.

curling süpürgesi kayanın önünde buzu süpürüp güzergahını kaybetmemesi için kullanılır.

Süpürge (veya Fırça)

Körling süpürgesi kayanın önündeki buz yüzeyini süpürmek için kulanılır. Hızlı bir süpürme ile yüzeydeki buzu eritecek, azalan sürtünme sayesinde taş ivmesini koruyacaktır. Bu da taşın doğrultusunu kaybetmemesini sağlar. Beyhude gibi görünmesine rağmen, süpürge pist üzerindeki buz artıkların kaldırılması için de kullanılır. Skip rink'in diğer ucunda atıcıya kayayı fırlatması gereken doğrultuyu göstermek için de süpürgeyi kullanır. Bazı atıcılar da taşı fırlatırken süpürgelerini dengelerini sağlamada kullanırlar.
Önceleri mısır püsküllerinden yapılma süpürgeler kullanılmış. Zamanla fırçalar mısır süpürgelerinin yerini almış. Günümüzde bu spora has özel fırçalar kullanılmaktadır. Ama hala süpürge olarak adlandırlmaktadırlar.

Körling taşı, veya kaya, 19,96 kg dır ve üzerinde, fırlatıldığında dönmesini de sağlayan, taşıma sapı bulunur. Eğer sap taşın boyunca döndürülmüş ise (sağ elli atıcılar için saat yönünde, solak atıcılar için saat yönünün tersine doğru) atış "in turn" kabul edilir ve eğer sap, taştan uzağa doğru döndürülmüşse (sağ elli atıcılar için saatin ters yönünde, solak atıcılar için saat yönüne doğru), "out turn" denir. Sap renkleri takımların taşlarını birbirlerinden ayrılmasına yarar (genellikle bir takım sarı diğeri kırmızı saplı taş kullanırlar). Sapta hog çizgisi ihlallerini tespit için bir algılayıcı da bulunabilir[1]

Taşın altı düz değil konkavdır. Bu sayede buzla temas halindeki ("çalışan yüzey") konkav tabanın altında sadece 6 - 12 mm genişliğindeki hat olur. Bu dar çalışma yüzeyi sayesinde buzun üstünde bulunan çakıl tabakasının taşın hareketine katkısı olur. Düzgün şekilde hazırlanmış buzda, kayanın güzergahı kayanın döndüğü yöne doğru bel verip (kavis alıp) hedefine ilerleyecektir. Bu kavisin derecesi, buzun hazırlanması ve oyun sırasında güzergahın deformasyonuna bağlıdır. Kayanın iyi kavis aldığı buz kaygan nitelendirilir.

İskoçlar kaliteli taşların Ayrshire sahilindeki Ailsa Craig'de bulunan Ailsite adı verilen belirli bir granitten olması gerektiğine inanmaktadırlar. İskoç Curling Taşı Şirketi'ne göre; Ailsite su emme kapasitesi az olduğundan, donma ve erimenin yol açtığı aşınmayı önler[2]. Eskiden bütün curling taşları bu granitten yapılırdı.

Lakin, ada şimdilerde doğal hayatı korumak için korunmakta ve artık madencilikte kullanılmamaktadır. Ailsite'ın az bulunmasından dolayı, Olimpik seviyede kayaların fiyatları 1500 $'a erişebilmektedir. Bir çok curling klübünde ailsite'a başka granit taşlar yapıştırılarak çalışan yüzey oluşturulmuştur. Bazı düşük bütçeli kulüplerde betondan yapılma curling taşları da kullanılmaktadır.

ABD Milli Takımı oyuncuları 2006 Kış Olimpiyatları'nda

Turin 2006 Kış Olimpiyatı'nda kullanılan curling taşları, İskoçya'nın Kuzey batısında bulunan Llyn Yarımadasındaki Yr Eifl dağındaki madenlerden çıkarılan Garn For granitindendi.

Özel ekipmanlar

Kaya için "Eye On The Hog" adı verilen özel bir sap geliştirilmiştir. Bir entegre elektronik devre kayanın hog çizgisini geçmesinden evvel elden çıkmasına yardım sağlar. Sap metal boya ile kaplanmıştır; bir devre fırlatanın elinin hala temas halinde olup olmadığını ölçer ve bir hog hattındaki bir başka devre hattı geçişini kontrol eder. Sapın altında yer alan lamba vasıtası ile hog çizgisini geçtikten sonra temas olup olmadığı anlaşılır. Bu sayede kontroller insan hatasından arındığı gibi, hog çizgisi görevlilerine duyulan gereksinimi de ortadan kaldırır. Negatif tarafı bu ekipmanın tanesinin 650 $ olmasıdır (bir turnuvaya katılan takımlardaki tüm kayalarda kullanılması gerektiğinden maliyet oldukça yüksek olacaktır). Bu yüzden olimpiyatlar gibi üst düzey ulusal ve uluslararası yarışmalarda kullanılırlar.

Kayalar oyuncular tarafından kayarken sapları vasıtası ile fırlatılmak için dizayn edilmiş olsalar da kayaların fırlatılmasına yardımcı olmak amacı ile "dağıtım sopaları" da geliştirilmiştir. Bu sopaların dizaynları sapa takılmalarını sağlar ve böylece atışı gerçekleştirecek oyuncu elini kayadan çekmek için eğik olarak kaymak zorunda kalmaz. Bu sopalar sayesinde engellilerin ve sağlık problemlerinden dolayı eğilemeyenlerinde bu sporu yapması sağlanmıştır. Kanada Curling Birliği Curling Kuralları'na göre "Dağıtım sopaları yardımıyla oyuncuların kayaya ellerini sürmeden atış yapmaları kabul edilebilirdir (kurallar dahilindedir)."

Oynanışı

Bir maç on (oyun) son(un)dan ibarettir. Eğlence için genelde 8 veya 6 sonla oynanır. Bir (oyun) son(u) her iki takımın tüm oyuncularının iki atış hakkını, toplam 16 kayayı kullanmasıdır. Eğer 10 (oyun) son(u) bittiğinde eşitlik varsa bir son daha tie break (uzatma) eli olarak oynanır. Bu uzatma eli de beraberliği bozamamış ise beraberlik bozulana kadar son oynanmaya devam edilir. Kazanan tüm sonlar bittiğinde en fazla puana sahip olan takımdır (Bakınız Skor başlığı)

Herhangi bir seviyedeki karşılaşmada tüm sonlar bitmeden kaybeden takımın kazanma şansı kalmasa bile maçı terketmesi uygun değildir. En çekişmeli turnuvalarda 8 son tamama ermeden kaybeden takımın terketmesine izin verilmez. Çekişmeli turnuvalarda kaybeden takımın "taşlarının bitmesi" ile maç sona erer; bu da sonuncu sonda kaybeden takımın elindeki taşların beraberliğe yetecek olandan az kalmasına verilen addır.

Uluslararası yarışmalarda her taraf kendine verilen 73 dakikada tüm atışlarını tamamlamalıdır. Ayrıca her takımın her 10 sonda iki adet 60 saniye mola hakkı vardır.

Atış

Kayayı fırlatırken hog çizgisini geçmeden elinden çıkarmanız gerekmektedir (oyuncular ellerinden kayayı çıkarırken genellikle kayarlar).

İlk üç oyuncu kayalarını fırlatırken, skip oyuncuları yönlendirmek için pistin diğer ucunda beklemektedir. Skip atış yaparken yerine "üçüncü" skip'in yerini alır. Böylece her kaya fırlatıldığında bir oyuncu kayanın başında fırlatmak için bir diğeri pistin diğer ucunda yönlendirmek için bulunur.

Geriye kalan iki oyuncu, ellerindeki süpürgeler vasıtasıyla, kayayı takip eder ve önündeki buz tabakasını süpürerek güzergahta ilerlemesine yardımcı olurlar. Süpürme kayanın dönmesini yavaşlatırken katettiği mesafeyi arttırır. Süpüren oyuncular skipten ve/veya atıcıdan aldıkları yön direktifleri ile kendi değerlendirmelerini kullanarak, uygun zamanlamayla, kayanın uygun pozisyona gelmesini gelmesini sağlarlar. Direktif verirken genellikle, atıcı veya skip "HARD" (Sert) diye bağırır. Bahsettikleri süpürücülerin buz yüzeyine uyguladıkları basıncın miktarıdır. Atışlar arasında takımlar oplanıp birbirlerine bir sonraki kayanın konumu konusunda danışırlar

Kayanın yollanması

Kayanın fırlatılması işlemi "yollama" (İngilizce:the delivery)diye adlandırılır. Zorunlu olmamasına rağmen tüm curling oyuncuları kayayı hack'den kayarak yollarlar. Kaymaya oyuncu bir ayağı (altında kaymaz bant olan teki) ile hacklerin birinden (ki bu konuma "hackde olmak"(İngilizce:in the hacks) denir) başlar. Sağ elli oyuncu için soldaki hackden, solak oyuncu için ise tam tersi hackden.

Kayayı yollarken hatırlanması gereken, kayanın ilerlemesi için gereken momentumun kaymak için kaç adım birlikte kayılacağıdır. Gerekli olmadıkça kolla kayanın itilmesi akıllıca olmaz. Hackde iken oyuncunun eğilmesi ve pistin diğer yanındaki skip ve skip'in süpürgesi ile aynı hatta olması gerekir. Hackde süpürge dengeye yarar. Farklı oyuncular süpürgelerini değişik şekillerde tutarlar. Süpürge kayanın diğer tarafındaki elde ve süpürmeye yaramayan tarafı buza doğru tutularak taşınır. Bu da süpürgenin yumuşak yüzünün buza sürtünmesini engellemeye yarar.

Herhangi bir yollamadan evvel kayanın çalışan yüzeyinin ve atıcının çevresinin temiz olması önemlidir. Bu da kayanın çalışan yüzeyinin elle yahut süpürge ile temizlenmesi ile çevrenin de yine süprge ile süpürülmesi ile sağlanır. Zira güzergahta veya çalışan yüzeydeki herhangi bir kir güzergahtan sapmaya ve atışın kaçırılmasına yol açar. Bu sapmanın gerçekleşmesine "pick" (Türkçe okunuşu "pik") adı verilir.

Kaya temizlendikten sonra ikinci adım kayanın dönüş yönünü saptamaktır. Skip atıcıya genelde bunu söyler. Atıcı böylece kayanın sapını saat iki yönünde ya da saat on yönünde tutacaktır. Atıcı kayayı fırlatırken sapı bu iki pozisyondan saat oniki pozisyonuna çevirerek elinden çıkaracaktır. Sapı saat on pozisyonunda olan kaya saat yönünde, sapı saat iki pozisyonunda olan kaya saatin tersi yönde dönecektir. Genellikle istenen dönüş sayısı durmadan önce kendi ekseni etrafında iki buçuk dönüşün tamamlanmasıdır.

Seyrederek anlaşılamayan spor: Curling

Seyrederek anlaşılamayan bir spor: CurlingHer ne kadar Türkçe’ye “falsolama” diye çevrilebilecek olsa da, curling çoğumuz için “Eurosport’daki süpürgeli adamların buz üstünde oynadığı o anlaşılmaz oyun” olarak kalmaya devam etti yıllar boyunca. Ara sıra birkaç dakikalığına merakla izleyip “ohho civanım o taşı atmakta iş mi?” gibi yorumlar getirdiysek de, curling çözülmesi imkansız bir gizem, sayıların nasıl alındığının anlaşılmadığı kapalı bir kutu olarak kaldı genellikle. Bir kısmımız taşların birbirine çarpmasını iyiye işaret olarak yorumlasa da, tam da o anda asılan suratlar ve yorumcunun “çok kötü oldu bu, geçmiş olsun” yönünde İngilizce serzenişleri pişman etti bizi. Çözülemeyen bu sır çoğu zaman içimizde bir sızı olarak kaldı, moralimizi bozdu. Biz de bu soruna bir çözüm bulma zamanının gelip de geçtiğini düşünerek curling dosyasını açıyoruz.

O taşlar ne, hadi taşı bıraktım süpürgeler ne işe yarıyor, bir de nasıl öyle kayıyorlar?

O taşlar ne, hadi taşı bıraktım süpürgeler ne işe yarıyor, bir de nasıl öyle kayıyorlar?Güzel sorular gerçekten. Tabii bunları anlatmaya başlamadan önce curling tarihiyle ilgili biraz bilgi vermek lazım.

Oyun 16. yüzyılda İskoçya’da ortaya çıkmış. Aşırı soğuk geçen kışlardan ve yapacak pek bir şey olmamasından bunalan birkaç İskoç, buz tutmuş bir gölün üstünde “bak şimdi bu taşı şöyle bir savurayım da gör” diyerek günümüz curling’inin temelini atmış. Önce taşları savurarak başlamışlar işe, taşın buz üstünde kayması zaten hoş bir görüntüymüş ama aralarından rekabeti seven biri “Güzel kayıyor taş ama buna bir de puanlama sistemi bulalım, baklavasına maç yaparız” deyince hepsine mantıklı gelmiş. İşte bundan sonra da dünyada çok az insanın ilk görüşte anlayabileceği o basit puanlama sistemini bulmuşlar, oyun da gitgide gelişmiş, en sonunda günümüzün olimpik curling’i haline gelmiş.

Genel Bilgi

Günümüz olimpik curling takımları dört kişiden oluşuyor. Bunlar bir oyuncu ve üç süpürücü olarak ayrılıyor. Oyun sırasında üçüncü süpürücünün görevi genelde hedefi işaretlemek ve atıcıyla beraber diğer iki süpürücüye komut vermek olsa da, zaman zaman süpürme işlemine de katılıyor.

Gelelim taşlara. Sap takılmış cilalı mermer gibi durduklarına bakmayın, o taşlardan her biri yirmi kilo çekiyor. Bir tanesini hafif sanıp yerinden hızla kaldırmaya çalışın, bravo omzunuzu çıkarmayı başardınız.

Süpürgelerse bildiğimiz süpürgelerden biraz farklı, hem yeri süpürmeye hem de atıcının taşla beraber ilerlerken dengeyi tutturmasına yarıyor. Ayrıca hedef mahallini işaretlemekte de kullanılıyor.

Oyuncuların buz üstünde kaymasını sağlayan ayakkabılarsa başka bir soru işareti tabii. Ayakkabılardan biri kaymayı sağlamak için buz üstünde sürtünmeyi azaltan bir maddeden, diğeriyse bir önceki kadar kaymayan başka bir maddeden yapılıyor. Amaç süpürücülerin dengeyi sağlayabilmesi ve atıcının kendine rahatça yön verebilmesi.

25 Eylül 2009 Cuma

Havadan Sudan

Sortie’den yaza veda


İstanbul yaz gecelerinin en popüler mekanlarından biri olan ve sezonu Beyoğlu konseptiyle geçiren Sortie, bugün ve yarın gece yapılacak iki partiyle yaza veda ediyor.

Geçtiğimiz kış Uludağ, ıstanbul, Bursa ve Eskişehir’de birçok ses getiren partiye imza atan New Generation Entertainment tarafından bu gece düzenlenen “şahane Yıllar” adlı partide DJ Zafer Köseoğlu müzik yapacak. Köseoğlu, 90’lı ve 2000’li yılların en hit yerli-yabancı pop şarkılarıyla konuklara keyifli bir gece yaşatacak. Yarın geceki final partisinde ise ünlü DJ Suat Ateşdağlı performans sergileyecek. Partide ayrıca Ateşdağlı’nın ilk klibi de ilk kez gösterilecek.

Doğru anahtarı bul mücevheri kazan

Maçka’daki bulunan Damas Mücevher Evi, aynı cadde üzerinde 20 metre yukarıya taşındı. Yeni mağazalarına Damas 53 adını veren patron Dilek Ertek, yeni adreslerinde 9 Ekim günü bir davet vereceklerini söyledi. Ertek, davet gününde konuklarına bir de sürpriz hazırladıklarını söyledi. Ertek sürprizlerini ise şöyle anlattı: “Davetlilere o gün 1’er adet anahtar verilecek. Bu anahtarlardan sadece üç tanesi içinde mücevher olan üç ayrı kasayı açıyor olacak. Anahtarı kasayı açan kişiler ise içindeki

Dilmener Hayal Kahvesi’nde

Naim Dilmener, bu gece Beyoğlu Hayal Kahvesi’nde sahne alacak. Dilmener, pop’tan rock’a, 60’lardan 2000’lere, Ajda Pekkan’dan şebnem Ferah’a, Erkin Koray’dan Duman’a, Sezen Aksu’dan Aylin Aslım’a, Mavi Işıklar’dan Mirkelam’a kadar uzanan geniş repertuvarıyla dinleyicilerine müzik ziyafeti yaşatacak. Yeşilçam filmleri eşliğinde eğlenceli vakit geçirmek isterseniz yerinizi ayırtın derim.

Sakat Nobre

Beşiktaşlı forvet Mert Nobre eşi ile birlikte önceki gün istinye Park alışveriş merkezine geldi. ınönü’de Kayserispor ile oynadıkları maçta sakatlanan eski fenerbahçeli futbolcu, kollukla dolaşıyordu. Kolunun her geçen gün iyileştiğini belirten Nobre haftaya bandajı çıkartacağını söyledi.

Bayram sonrası kontrol

Ümit-Cem Boyner çifti önceki gün ıstinye Park’taki Beymen mağazasını dolaştı. Ardından patron Boyner, son günlerde popüler olan Bej Cafe’nin çalışanlarını tebrik etti ve başarılarının devamını diledi. Çift, Cem Bey’in kullandığı Range Rover marka cipleriyle alışveriş merkezini terk etti.

Koza büyüdü

The Marmara Otelleri’nin sahibi Bike Gürsel’in Ali Güreli ile yaptığı evlilikten olan kızı Koza büyüdü. Koza Güreli, annesi Bike Hanım ile geçtiğimiz hafta bir davete katıldı. Koza Güreli’yi görenler zarafeti ve ağırbaşlılığı ile yaşıtlarından çok daha olgun olduğu görüşüne vardı.

Ağaoğlu ıstinye Park’ta

Ali Ağaoğlu da önceki gün ıstinye Park’taydı. Ali Bey’e hukuk müşaviri Adnan Kılıç eşlik etti. Kılıç ve Ağaoğlu birlikte gittikleri bir görüşmeden sonra karınlarını doyurmak için alışveriş merkezini tercih etmişler.




Manastır gezmelerindeyim

Onur BAŞTÜRK obasturk@hurriyet.com.tr
En alt katında yüzlerce yıl önce ölen 12 bin rahibin mezarının bulunduğu, ünlü grafik artist Escher’in labirentimsi işlerinde olduğu gibi merdivenlerle/kapılarla/avlularla birbirine bağlanan dünyanın en büyük üçüncü manastırında bir gece kalmak ister miydiniz?

Ben isterdim. Hayır tabii ki tek başıma değil, arkadaşlarımla!
Ama onlar istemezse pekala kalabilirdim de...
Çünkü Midyat’a 20 kilometre uzaklıktaki Süryani Kadim Ortodoks Kilisesi’ne bağlı Mor Gabriel Manastırı insana, “kapan buraya çocuğum, huzur bul” duygusunu yüklüyor.
Tamam, bende en fazla bir gecelik, bilemedin iki gecelik için böyle bir istek uyandırdı. Ama ötesini de anlayabiliyorum.
Yani burada uzun süre yaşayanları; din görevlilerini, gönüllüleri (70 kişi yaşıyormuş).
Bir manastır daha var. Buradan daha küçük ve Mardin’e daha yakın: Deyrulzafaran. O da heybetli ve günbatımında renkten renge giren dümdüz Mezopotamya diyarına bakıyor.
Ama ben en çok Mor Gabriel’den etkilendim. Orası bir başka.
Eğer Mardin gezisi yapacaksanız yakın/uzak zamanda, sakın es geçmeyin.
Peki gerçekten kalınabiliyor mu bu manastırlarda?
Mor Gabriel Manastırı’nda Süryani değilseniz eğer- bu pek mümkün değil gibi. Ama Deyrulzafaran’da mümkün. Eğer bağış yaparsanız konaklamanıza izin veriyorlar. Tabii ki otel hizmeti filan beklemeyeceksiniz. Burası bir manastır sonuçta.
Amaç, “Gülün Adı” filmindekine benzer bir atmosferi koklamak, sonra da normal yaşamına geri dönmek...
* “NEREDEN (ZIP)ÇIKTI BU MANASTIR MEVZUSU?” DİYENE:
İki gündür Mardin-Midyat hattında gezinmekteyim. şahane bir grupla beraber, ki onları aşağıda teker teker tanıtacağım.
Bir sürü yer gezdim kısıtlı zamanda. Ama beni en çok manastırlar etkiledi. Hani o bildik, Mardin’den baktığında “deniz gibi görünen” ova bile o kadar değil...
O yüzden konuya oradan -balıklama- daldım.

‘Mardin-Midyat hattı grubu’nda kim kimdir

FEBYO TAŞEL... Bu gezinin baş kahramanı olan müzisyen.
Babası Midyat Süryanilerinden. Eşi Funda Arar’a yaptığı bestelerden ismine zaten aşinasınız (En güncel olanı, “Yak Gel”i söylesem)...
Febyo uzun zamandır üzerinde uğraştığı enstrümantal albümünü çok yakında piyasaya sürecek. ışte bu ilk albümde yer alacak fotoğrafları için de Mardin’i, baba memleketini tercih etmiş.
Herkesi sürükleyen o yani.
FUNDA ARAR... Kendisini uzun uzun tanıtmaya gerek var mı?
Çok iyi biliyor buraları, dört-beş kez gezmiş tüm manastırları, medreseleri...
EMRE AKSU... Febyo’nun albümünün süpervizörü, eli kolu, ayağı ve midesi ağrıyanı (yemeklerden mi acaba?)...
ESRA BAŞIBÜYÜK VE EKİBİ... Moda editörü Esra Başıbüyük eğitimini gördüğü işe, yani fotoğrafçılığa dönmüş. Haberim yoktu. Febyo’nun fotoğraflarını o çekiyor. Daha doğrusu çekecek. Hem de çıplak! “Nasıl yani?” dedim dedim, ama açık vermedi. Çekim yapmak için benim Mardin sınırları dışına çıkmamı bekliyorlar herhalde!
VE BENDENİZ... Son dakikada dahil oldum gruba. Zar zor yer buldum THY uçağında (bu ne talep yahu! Bodrum uçağı gibi pahalı üstelik).
Mardin’i böyle şen bir grupla görmek hoş olur diye düşündüm.
İyi etmişim, çok eğleniyorum! Ama bir yandan da manastıra kapanmak istiyorum. Bu ne yaman çelişki anne?
NOT: Mardin macerasının devamı yarın. Çünkü hem güneş hem de Süryani şarabı çarptı, yoruldum.





35 yaş yolculuğu
Prof. Dr. Osman MÜFTÜOĞLU

Yaşları 30’ların ortasına vardı mı, kadınlarda tatlı bir telaş başlar.

Okul bitirme, işe girme ve çoluk çocuk sahibi olma gibi sorunların çoğu çözülmüş, sıra “kendine bakma”ya gelmiştir. Haklılar! Eğer bu farkındalık doğru ve iyi yönetilebilirse, mükemmel bir hayatı yakalamak daha kolay hale geliyor.

35 yaş yolculuğuna çıkan kadınların aklına gelen ilk sorulardan biri şu: Daha iyi, zinde ve güzel görünmek ve hissetmek için ne yiyip içmeli, hangi besin desteklerini kullanmalı, hangi kremleri sürmeliyim?
Bu sorulardan ilkine yani yeme-içme faslına bugün değineceğiz. Haplar ve kremler kısmı ise arkadan gelecek...

NE YİYELİM NE İÇELİM

30’lu yaşlar sonunda yapacağınız beslenme değişikliklerinin başında, şekeri bir kenara bırakmak ve şekerli yiyeceklerden uzaklaşmak geliyor. Bütün araştırmalar, aşırı şeker tüketiminin bedende yaşlandırıcı birçok süreci tetiklediğini, cildimizden damarlarımıza, eklemlerimizden kaslarımıza dokularımızın çoğunu katılaştırıp sertleştirdiğini ve zamanla görev yapamaz hale getirdiğini söylüyor.

“şekerden uzaklaşma” kararını yalnızca çaya, kahveye şeker koymamak, baklava, kurabiye, kadayıf, keşkülü azaltmak gibi de düşünmeyin. Kullandığınız her şeye şu veya bu şekilde, açık ya da gizli şeker katılıyor. ışte bu nedenle en azından doğrudan şeker eklenen yiyeceklerden kesinlikle uzak durmak, hatta biraz da “rafine şekere sigara muamelesi yapmak” gerekiyor.

ESKİ TAVSİYELER HÂLÂ GEÇERLİ

“Neleri daha sık yemeliyiz?” sorusunun yanıtına gelince... Bu sorunun yanıtı çok uzun. Ama ben size özel bir liste hazırladım. Bu listeyi sayfamızda bulacaksınız. Listeye dikkatle bakarsanız, değişen pek bir şey olmadığını göreceksiniz. Eski tavsiyeler hâlâ geçerli. Yeni önermelerin başında bizim ülkemizde yetişmeyen açai meyvesi geliyor ama siz hiç dert etmeyin. Açainin marifetlerini bizim nar ve üzüm ikilisi fazlasıyla tamamlıyor. Kan portakalı ise bu ikilinin başarısına zirve yaptırıyor.

Kullanacağınız besin desteklerine gelince... Bunlar için yuvarlak bir liste vermek pek doğru değil. Yaşa, kişisel sağlık geçmişine, genetik mirasa ve yaşam tarzına uygun seçimler yapmak gerekiyor. Bununla birlikte “alfa lipoik asit+CoQ10” ikilisi bu yılın da favorileri. ıkili neredeyse her “genç kalma formülünde” ilk sıraları işgal etmeye devam ediyor. Daha detaylı formüller de var, size aktaracağız.

Hangi kremleri kullanacağınız konusunu ise yarına sakladık. şaşırtıcı ve hızlı sonuç veren birçok bilgiler var, bekleyin.

Kadınlar için süper besinler

Açai: Açai meyvesinde tıka basa antioksidan var. Ayrıca kaliteli yağ asitlerinden ve aminoasitlerden de çok zengin. Yağ asidi yapısı zeytinyağına benziyor.

Nar: Bu yılın da favorisi. Özellikle antioksidanlardan ve elagik asitten güçlü yapısı bu yıl da çok konuşulacak. Nara portakal, üzüm, havuç, elma ve kavunu da ekleyin. Kavunun yıldızı parlıyor, bir kenara not edin.

Balık: Somon şart değil. Hamsi ve lüfer de işe yarıyor!

Tahıl grubu: Bulgur, kahvaltılık gevrekler, köy ekmeği.

Baklagiller: Tahıl grubu yiyecekler, özellikle kırmızı fasulye ve mercimek.

Yeşil çay: Günde 2-3 bardak. Siyah çay da etkili!

Acı biber: Kaliteli, iyi kurutulmuş kırmızıbiber de olur, taze acı biber de...

Ceviz, badem ve fındık: Listeye yer fıstığını da ekleyin. Miktara dikkat edin!

Probiyotikten zengin yoğurt ve kefir: Yoğurdun yarım yağlısını tercih edin.

Doğal otlar: Fesleğen, kekik, maydanoz, nane, tarhun, dereotu...

Açai meyvesi yaşlanmaya çare mi

Amerika’da son yıllarda tam bir “açai çılgınlığı” yaşanıyor. Açai, Amazonlar’da yetişen bir tür palmiyeden elde edilen yüksek enerjili bir meyve. Çoğu zaman meyveden ziyade suyu tüketiliyor. Tıpkı üzüm gibi açaide de mor rengini oluşturan muhteşem antioksidanlar var. Antioksidan gücünün mükemmel olduğu belirtiliyor.
Açai ürünlerinin kilo verme konusunda da yardımcı olabileceği ileri sürülüyorsa da bu konuda herhangi bir bilimsel kanıt yok. ışin bu yanı biraz ticari gibi görünüyor.

Sonuç olarak, açai gerçekten güçlü bir antioksidan besin ama bana sorarsanız gücü biraz şişiriliyor. Aynı faydaları nardan, üzümden kazanmak da mümkün gibi görünüyor.

Kefir güzelleştiriyor

Kefir, bizim mutfağımızın zenginliklerinden biridir. Probiyotik içeceklerin en güçlüsü ve etkilisidir.

Araştırmalar, yalnız bağırsak sağlığını değil, genel sağlığı da iyi yönde etkilediğini gösteriyor. Bağışıklık sistemini güçlendirdiği, midede helikobakter mikrobunun üremesini azaltabildiği, hatta damar yaşını düşürdüğünü gösteren bulgular var.

Cilt yaşlanmasıyla uğraşan uzmanların çoğu kefirin cilt kırışması ve sarkmasını da azaltabileceğini ileri sürüyor. Ayrıca tıpkı yoğurt gibi kefir de kilo kontrolünü kolaylaştırıyor. Özetle kefir konusunda biraz daha araştırma yapmamız, bu doğal zenginlikten daha çok faydalanmanın yollarını bulmamız şart.

Tarçın: Her şeye iyi geliyor

Kan şekerini dengelemede neredeyse ilaçlar kadar işe yaradığının anlaşılması, onu son yılların favori yiyeceklerinden biri haline getirdi. Belki de “tarçın hak ettiği üne kavuştu” demek daha doğru olur.

Özellikle kan şekerini dengelemede (şeker hastalarına özellikle tavsiye ediliyor), insülin reseptörlerini uyarıp şekerin hücrelere girmesini kolaylaştırmada ve “iltihaplanma” diye tanımlanan “yaşlandırıcı yangısal süreçleri” yavaşlatmada da müthiş işler başarıyor. Bağışıklık sistemini güçlendirdiği, mikrop üremesini zorlaştırdığı, belleği desteklediği yönünde de bulgular var.

Aktardan alacağınız doğal tarçını kahve gibi öğütüp yiyeceklere günde bir yemek kaşığı kadar eklemeye gayret edin. Tarçını sütlü tatlılarınıza, çayınıza, yoğurdunuza tatlı bir lezzet unsuru olarak ekleyebilirsiniz.




Yunuslar için sesin çıksın dünya!

Güzin Abla guzinabla@hurriyet.com.tr
Dünyanın öylece bakakaldığı bir cinayet, bir katliam... Her yıl eylül ayında, Japonya’da etleri için avlanan yunusların ölümüne sessizce tanıklık eden dünyanın artık sesi çıkmalı! Biri bu avcılığa dur demeli!

Japonya’da her sonbahar mevsiminde olduğu gibi bu sonbaharda da kanlı yunus avı başladı. Ülkenin güneyindeki balıkçı köyü Taiji’de yapılan katliamı bütün dünya sessizce seyrediyor.

Öte yandan denizdeki kirlilikten en çok zarar gören yunus ve balinaların etinde kabul edilebilir düzeyin 4 ila 36 katı arasında değişen cıva saptandığı belirtilirken, Japon hükümeti yunus etinin yenmesinde bir sakınca olmadığını savunuyor.

Hayvan hakları koruyucuları, eti için avlanan yunusların insanları zehirleme ihtimalleri bulunduğunu belirtirken, her yıl Japonya’da 2 bine yakın yunus ‘eti’ için avlanıyor.

Eylül ayı başında başlayan yunus katliamını önlemek isteyen sivil örgütün yöneticisi Ruc O’Bray, bütün dünyanın bu vahşete seyirci kalmasından şikayetçi.
Rumuz: Sevgi S.

Hayvansever gruplarımız arasında dolaşan Sevgi S.’nin bu uyarısını köşeme alıyorum. Çünkü tamamen aynı düşüncedeyim...

Dünyanın en sevgi dolu hayvanları olan, beyin kapasitelerinin bilim adamları tarafından insana en yakın olduğu belirlenen, yetenekli ve dünya sevimlisi, herkesin ve özellikle de çocukların sevgilisi yunuslara uygulanan bu vahşet, bildiğiniz gibi yalnızca Japonya’da değil, ıskandinav ülkelerinde de inanılmaz bir şekilde sürüyor.

Bütün dünya ülkelerinin, hayvansever grupların bu katliama göz yummaması gerekiyor. Herkes kendi çapında uluslararası sitelere girip tepkisini göstermeli.
Yoksa kökleri kurutulan pek çok hayvan gibi, bu sevgili dostlarımız da yok olup gidecek...

Yazlıkçılar dört ayaklı dostlarını geride bırakıyor

Son zamanlarda pek çok terk edilmiş hayvana rastlıyoruz. Tüm sahil kasabalarında tatilciler, arkalarında o dört ayaklı dostlarımızı da bırakıp gidiyorlar. Yaz boyunca baktıkları ya da şehirden getirdikleri hayvancıkları, hiç yürekleri sızlamadan arkalarında bırakıp, çekip gidiyorlar. Tıpkı bir eşya gibi...
Onu Dikili’de sahil yolunda bulduk. Oradaki tezgahlarda takı satanlar, ona ‘Efe’ adını koymuşlar. Sahibi varmış ama tatilden dönerken bırakıp gitmiş!

Eğitimli bir terrier. “Dur, gel, otur, elini ver” komutlarının hepsini biliyor. Bir erkek. Tuvalet terbiyesi de var.
Tahmine göre, 1,5 numara. Dikili’deki veterinere götürüldü. Boynundaki ufak yara iyileşecek, ayağının hafif sekmesi de öyle... Ama bir vicdansızın tekme attığı tek gözünde ortaya çıkan sorun önemli. şimdi tedavi ediliyor. Diğer gözü sağlam şükürler olsun.

Kışı sokakta geçiremez. Ev ortamına, insana alışık. Tüyleri de tıraşlı, daha çok az uzamış. şimdiden yıpranmış ama toparlanmaya başladı bile.

Bir kez daha siz hayvanseverleri ilgiye ve bu mesajımızı duyurmaya çağırıyorum. Siz ailesi olamayacaksanız dahi yeni ailesine sizin oluşturabileceğiniz bir zincir sayesinde kavuşabilir. Bize bu mail adreslerinden ulaşabilirsiniz: dko.1981@yahoo.com.tr, sessizliginSesi@yahoogroups.com

Arkadaşımızın dediği gibi, tüm sahillerde, yazlıklarda insanlar yaz boyu kedilerle, köpeklerle ilgileniyor. Hatta bizim çevremizde de yeni doğum yapan kedilerin yavrularını özenle besleyip, bakıyorlar. Ama evlerine dönme zamanı gelince, belki üzülerek ama bir şekilde onları terk edip Allah’a emanet diyerek gidiyorlar.

Oysa bu çok korkunç bir durum. Hep önlerine gelen mamaları yemeye alışan hayvancıklar, kış koşullarında sokaklarda telef oluyorlar.

Bu arada evlerinden kedi veya köpeklerini getirip, yaz boyu birlikte yaşadıktan sonra, burada ne olurlarsa olsunlar deyip, terk edenler de var. Onları vicdanlarıyla baş başa bırakıyorum. Çünkü bir yıl sonra döndüklerinde, o hayvanları bulamayacakları kesin...




Ayın burcu Terazi

Niobe niobe@hurriyet.com.tr
Terazi, Zodyak’ın yedinci burcu olarak, insani evrimin de yedinci aşamasını sembolize eder.

Terazi, birey ve toplum arasındaki dengeden sorumludur. Terazi’nin temel ihtiyacı ihtiras ve akıl arasındaki denge unsurunu bulabilmektir. Bu arayışında kendisine yardımcı olan en önemli karakteristiği, yargılama mekanizmasının objektivitesidir. Terazi kimi zaman, mesafeli, soğuk ve duygusuz gibi gözükse de aslında bu görünüm kaynağını objektif olma isteğinden alır.
Öncü nitelikte bir burç olan Terazi, eyleme geçmekten korkmaz. Diğer insanlar tarafından sevilmeye ve onaylanmaya şiddetle ihtiyaç duymasına rağmen, kuvvetli bir iradeyle amacına ulaşmaya çalışır. Genellikle cazibesini ve çekiciliğini amaçlarına ulaşmakta kullanmaktan da çekinmez.
Sembolü terazi gibi, bu burç insanları da sürekli ölçmeye, tartmaya, denge oluşturmaya çalışırlar. ınsan ilişkilerinde de bu dengenin oluşması için oldukça adil davranmak isteğindedirler.
Terazi’nin hayatında ikili ilişkiler, kendi yansımalarını görebileceği, kendi eksiklerini tamamladığı bir eş arayışı doğumdan ölümüne kadar devam eder. Paylaşım temel dürtüsüdür. Deneyimlerini öncelikle entelektüel olarak algılayan Terazi, daha sonra pratik değerine, duygusal etkilerine ve fiziksel gereksinimlerine bakar.
Sosyal yeterlilik ve güzellik gezegeni Venüs’ün kontrolündeki Terazi, her türlü güzellikten duygusal, fiziksel ve psikolojik tatmin elde eder. Kitaplar, müzik, güzel kıyafetler, mücevherler, çiçekler, sanat objeleri değer verdiği şeylerdir.
Terazi’nin yaşadığı çevre estetik olarak yeterli değilse, mutsuzluk kaynağı haline gelebilir. Sosyal ortamlarda çok büyük bir çaba sarf etmeden, grubun merkezini doldurur. Aranan, sevilen ve sayılan bir insan haline gelir. Huzur ve uyum yaşamında eksik olduğu zaman gerek fiziksel, gerekse ruhsal sağlığında ciddi problemler doğabilir.

medyadan

BlogcuZade Master