25 Aralık 2007 Salı

Cenk Mormarje

Ev tekstilinin gizli kahramanı


Ev tekstilinin gizli kahramanı Unique Art, Priapos Home, Verdi Home, Evita, Issimo ve Vakko’nun ev tekstil markalarını o yarattı. 15 yıldır bu alanda çalışıyor. Şimdi de Sarar’ın ev tekstil markası Sarev için çalışıyor. Markaya kimliğini kazandırdı ve ilk koleksiyonlarını tasarladı. Cenk Mormarje’den bahsediyoruz. Tasarım sektörünün gizli kalmış kahramanından...

Cenk Mormarje, doğma büyüme İzmirli. 9 Eylül Güzel Sanatlar Fakültesi, Moda Tekstil Tasarım Bölümü’nü bitirdi. Mezun olur olmaz sektörde "Almanya’nın Vakko’su" diye tanınan bir firmanın İzmir temsilciliğinde çalışmaya başladı. İşe girdikten iki gün sonra patronu onu nakışların yaptırıldığı Denizli’ye gönderdi. Ardından Denizli’ye telefon açtı ve Cenk’e şöyle dedi: "İkinci bir emre kadar orada kalıyorsun oğulcuğum".

Günübirlik gittiğini zannederken 37 gün Denizli’de kaldı. O şirkette çalıştığı iki buçuk yıl boyunca da sürekli gidip geldi. İki buçuk yılın sonunda da bir Denizli şirketine transfer oldu. İlk işi D&D Collection adını verdiği bir havlu bornoz markası yaratmak oldu. Böylece ev tekstiline girdi ve bir daha çıkamadı. "Üç yıla yakın bir süre Denizli’de yaşadım. Şehirdeki bütün hacı anneler, hacı babalar beni tanıyınca İstanbul’a gelmem gerektiğini düşündüm. Geldim ve Unique Art, Priapos Home, Verdi Home, Evita, Issimo, Vakko gibi tanınmış firmaların ev tekstil markası oluşum süreçlerini başlattım ve ilk koleksiyonlarını hazırlayarak sektöre kazandırdım. Şimdi aynı şeyi Sarar’ın ev tekstil markası Sarev için yapıyorum."

Sarev için çalışmaya başladığından beri hayatı iki şehir arasında geçiyor. Bir evi Denizli’de, bir evi fabrikanın bulunduğu Eskişehir’de. Ayda bir iki kez İstanbul’a geldiği oluyor.

Cenk Mormarje’ye bu iş Cemalettin Sarar tarafından teklif edilmiş. İki tarafın farklı isteklerinin aynı potada erimesi altı ayı almış, sonunda anlaşmışlar: "Tasarımlar yenilikçi ve özgün. Kumaş kalitesi yüzde yüz koton. Dikiş tekniklerinde çok farklı detaylar var. En önemli özelliğimiz ise hijyen. Kullandığımız bütün kumaşlar antibakteriyel. Ailenin bir baskı fabrikası vardı. Oradaki teknik ekipmanları günün ihtiyaçları doğrultusunda kullandım."

Mormarje’nin kendisiyle "çarşafçı oldun" diye dalga geçen, birlikte tasarım okuduğu arkadaşlarına da bir cevabı var: "Ben zor olanı seçtim. Nişantaşı’nda bir atölye açıp üç tuvalet dikip, iki cilve yaparak para kazanabilirdim. Bunun yerine fabrikanın arkasındaki gizli adam olmayı tercih ettim. Ben tasarladığım bir çarşafın 10 bin tane satmasından keyif alıyorum. El havlusu 3 bin tane sipariş aldı dediklerinde havalara uçuyorum."

MORMARJE SOYADI LİSEDEN KALMA

Mormarje soyadının hiçbir anlamı yok. Çünkü ben koydum. İzmir Atatürk Lisesi’nde okurken derslerde sürekli moda çizimleri yapardım. Bir gün bir arkadaşım bana "Mormarje" diye seslendi. Aslında Fransa’daki çok katlı alışveriş merkezlerine verilen Bonmarşe kelimesini söylemek istiyordu. Mormarje de güzeldi. Araştırdım, hiçbir literatürde böyle bir sözcük yok.
22 Aralık 2007
Sibel ARNA - Hürriyet

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

medyadan

BlogcuZade Master