12 Şubat 2008 Salı

Nez Dönüyor

Herkese geçmiş olsun



Fotoğraflar: Sinan ÖZBALKAN

Herkese geçmiş olsun Üç yıldır sahnelerden uzak olan Nez, seksi kostümleri ve dans gösterileriyle şov dünyasına dönmeye hazır...

Ünlü şarkıcı, “Kılık değiştirerek kulüplere, konserlere gidip insanların neler yaptığını izledim. Ama gördüm ki yerimi kimse dolduramıyor. Şimdi çok daha muhteşem bir şovla dönüyorum. Herkese geçmiş olsun” sözleriyle rakiplerine meydan okuyor. Üç yıldır sahnelerden uzak olan Nez, yine seksi kostümleri, İngilizce şarkıları ve dans gösterileriyle şov dünyasına dönüyor. Ara verdiği bu üç yıl içinde İngilizce çeviriler yaparak geçimini sağladığını belirten Nez, "Kılık değiştirerek kulüplere, konserlere gidip insanların neler yaptığını da izledim. Ama gördüm ki yerimi kimse dolduramıyor. Şimdi çok daha muhteşem bir şovla dönüyorum. Herkese geçmiş olsun" dedi.

Kaç yıl oldu sahneleri bırakalı?

- Üç yıl oldu. Ama ben hiçbir zaman sahneleri bırakmadım, sadece ara verdim. Bazılarının işine öyle geldiği için bıraktığımı söylediler.

Neden ara verdiniz peki?

- Bana çok sataştılar, çok laf attılar. Kalbim kırıldı. Hem daha fazla üzülmek istemediğim için, hem de eski prodüktörüm ile anlaşmamın bitmesini beklemek için verdim bu arayı. Bir de o kadar çok taklitlerim çıktı ki, ortam keyifsizleşti. Çıkanlar laf söylemeye başladı falan... İyi ki ara vermişim. İlk ve son isim olarak kaldım.

Ben tehdit aldığınız için bıraktığınızı duymuştum.

- Evet, tehdit edildim.

Kimler tehdit etti?

- Hiç ummadığınız isimlerden çok büyük tehditler aldım. Bu tehditler "Seni bu camiada var etmeyeceğiz" şeklindeydi. Tabii ki aleni bir şekilde, "Bacağına sıkarız, dans edemezsin" demediler ama ben onu demek istediklerini anlamıştım. Ya da şu oldu; inanılmaz güzel iş teklifleri alıyordum, fakat o teklifli verenler birden vazgeçiyordu.

Bu tehditler kadınlardan mı, erkeklerden mi geliyordu?

- Benim en büyük düşmanım kadınlardı. Dolayısıyla kadınlar üzerinden geliyordu bu tehditler. Bizim camiamızda kadın kadına olan savaş, çok çirkin boyutlardadır. Erkeklerin savaşından çok daha acımasız ve çirkindir.

Ara vererek onların ekmeklerine yağ sürdünüz ama...

- Başka şansım yoktu. Çünkü ben bu dünyada tek başımayım. Zekiyim, ama dediğim gibi onların savaşı çok farklı.

Ben onların savaş şeklinde yalnızdım. Arkamda, yanımda kimse yoktu.

/_newsimages/4915214.jpg Şu an güçlü müsünüz?

- Şunu anladım; insanlar benim yeteneğimden çekiniyor. Dolayısıyla güçlüyüm. Benim yok olup biteceğimi düşündüler. Tam tersi oldu. Geri çekildim ama hiçbir şey kaybetmedim. Ara verdiğim bu üç yıl, çok güzel yaşadım, öğrendim, çok şey biriktirdim. Hem gidenler de gitti. Kimse kalmadı.

Nasıl yaşadınız bu üç yıl boyunca, geçiminizi nasıl sağladınız?

- İngilizce’den Türkçe’ye çeviriler yaptım. Reklam filmleri seslendirdim. Bazılarına inat, dimdik ayakta durdum. Bu arada kılık değiştirerek gece kulüplerine, konserlere giderek insanların neler yaptığını izledim. Gördüm ki kimse yerimi dolduramamış. Bu yüzden uzun zamandır aklımdaydı geri dönmek...

Bu üç yıllık arada nişanlandınız, Davut Güloğlu ile aşk yaşadınız, sonra da evlendiniz. Bir şey soracağım, askerde olan nişanlınızı aldattınız mı?

- Hayır... Ama ne yazık ki olay böyle yansıtıldı. Bir şey yürümüyorsa, yürümüyordur. Nişanlımla da ilişkimiz yürümüyordu ve ayrıldık. Ayrıldıktan sonra başka birine aşık oldum. Aşk bu, ne zaman, nasıl kapınızı çalacağı belli olmuyor. Aşık oldum ve ilişkimi yaşadım. Bundan da pişman değilim. Neyi yaşadıysam, çok severek yaşadım. Hepsi de çok güzel şeyler kattı bana. Bitmesi gerekiyordu ve bittiler.

Siz böyle çok çabuk mu aşık olursunuz?

- Hayır, çok zor aşık olurum. O yüzden kıymetlidir aşk benim için ve ilişkilerim de uzun sürer. Bu camianın içinde yaşananları görmek, aşkı öldürüyor. Bir süre sonra panikliyorsun ve diyorsun ki; "Ben de aile istiyorum, ben de bir takım şeyleri yaşamak istiyorum. Evimde 50 ödül, 10 albüm olup yalnız yaşamak istemiyorum." Böyle olunca, bulduğum aşkların peşine düştüm. Mutlu olurum, yuva kurabilirim diye... Ama olmadı.

Neden olmadı?

- Ben, kaldırılması güç bir kadınım. Sonuçta bir Nez var, bir de evdeki Nezihe var. Bu anlaşılmadı. Anlaşılmayınca da yürümüyor. İlişki, saygının olmadığı bir hale bürünüyor. Ben de saygının olmadığı bir yerde asla durmam. Bir arkadaşım bana, "Sen aşık olunabilecek en güzel kadınsın" demişti. O zaman neden yürümüyordu? Gördüm ki bazen insanlara fazla gelebiliyorsunuz. Herkes Nez’in kendisine ait olmasını istiyor. Bu da çok normal.

Erkekte ne çeker sizi?

- Zekası... Benimle tartışabilecek erkek olmalı. Ben onunla beyin jimnastiği yapabilmeliyim.

Aşık oldunuz, sizi kaldırabilecek birisini bulduğunuza inandınız ve Berna Nuri Süer’le evlendiniz. Doğru mu?

- Evet. Evlilik çok farklı bir şey. Gerçekten bu kurumda saygı çok önemli. Biz, birbirimize çok saygılıydık. Ama birbirimizi tanıdıkça aramızda farklılıklar olduğunu gördük. Ve ikimiz de birbirimize daha fazla acı çektirmek istemedik.

Ayrı dünyaların insanı olduğunuzu baştan anlayamadınız mı?

- Flört edemedik ki... Bizim flört etme şansımız yok. Hemen saçma sapan şeyler yazılıyor. Evlendik, anlaşamadık ve ayrıldık. Şimdi neden ayrıldığımızı anlatamam. Bu benim çok özelimdir. Ben sadece şuna üzüldüm; ayrılacağımızı gazeteci arkadaşlarıyla paylaşmasına ve "Kirasını ödeyemiyordu" demesine... Bunlar çok çirkindi. Oysa oturduğumuz ev, benim evim. Ben yıllardır Cihangir’de yaşıyorum. Herkes bilir. Ben "Ona evimi, ailemi açtım" derken, hayatımı açtım anlamında söylemiştim. Ama sanırım sözlerimi yanlış algıladı. Bu yüzden de yanlış şeyler söyledi. Biz, her şeyimizi paylaştık. Benim ona, onun bana yardım ettiği günler oldu. Evlilik demek, paylaşmak demektir. Bir ilişki nasıl saygı çerçevesinde başlıyorsa, aynı şekilde bitmelidir. Biz de küçük tatsızlıklar olsa da öyle bitirdik. Kendisi her zaman dostum, arkadaşım olarak kalacaktır.

Şimdi yeniden sahnelere dönüyorsunuz değil mi?

- Evet. 16 Şubat’ta Studio Live’da ilk canlı performansımı yapacağım. Buradan bana sponsor olan Absolut Events Lime Light’a teşekkür ederim.

/_newsimages/4915217.jpg Eski şovlarınızla mı sahnede olacaksınız?

- Evet, o ilk dönemlerde yaptığım şovu geliştireceğim. Benim yeniden dönmeme çok üzülenler de var, sevinenler de var, kıskananlar da... Onlar adına çok üzgünüm. Nez, geri dönüyor. Müthiş sahne kostümleri, şarkılar, şovlar hazırladım. Zenci gırtlağıyla okuyabileceğim şarkılar seçtim ve onları etnik bir hale getirdim. Herkese geçmiş olsun.

Yine eskisi gibi seksi bir Nez mi izleyeceğiz?

- Şimdi biraz daha kontrollü olacağım. İlk çıktığımda da kontrollü olmak isterdim ama sonuçta bu iş stratejik bir oyun. Patron ne derse o oluyor. Sizin söz hakkınız olmuyor ki... Bu arada size bir şey söyleyeyim, şimdikilerin yanında ben yaptıklarımla melek gibi kalıyorum. Ayrıca bugüne kadar benim kliplerim hiç yasaklanmadı. Tahrik edici bulunsaydı, sansürlenirdi.

Peki, seyirci, sahnede işini yapan Nez’i yanlış algıladı mı?

- Hayır, o dönem için doğru algıladı. Erkeklerin güzel kadın olduğumu söylemeleri bazen çok hoşuma gitti. Sonra bana "Türkiye’nin en seksi kadını" ödülü verilince, durup bir düşündüm, "Neden sanatıma değil de çok başka şeylere bakılıyor" diye. Ve gördüm ki, benden önce dişiliğiyle sahnede olan bir kadın yok. Dolayısıyla bu anlamda insanlara çok farklı geldim. Ben sahnelere dişilik ve kostüm getirdim. O yüzden de çok konuşuldum. Normal hayatımda Nezihe’yim ama sahnede Nez... Böyle bir değişim yaşıyorum. Bu değişim de beğenildi. Söyleyecek bir şey yok.

Tacize uğramamak kadınların elinde

- Hiç taciz edildiniz mi peki?

Bugüne kadar hiç tacize uğramadım! Bu beyin gücüdür. Ben sahneye çıkarken "Dinleyin, seyredin ve buradan mutlu ayrılın" diyorum. Yaydığım enerji de sadece şuydu; "Bana ulaşamazsınız, ancak ben istersem size ulaşırım." Her şey kadının elindedir. Kadın ulaşılmaz olmak isterse, olur. Bu kadar basittir.

Umudumu kaybetmedim yine evleneceğim

- Bu arada 3.5 aylık hamileyken bebeğinizi kaybettiniz. Şiddete mi maruz kaldınız?

Hayır. Her 10 kadından beşinin yaşadığı bir şeymiş bu. Tamamen o sebeple bebeğimi kaybettim. Hayatımın en acı dakikalarıdır benim için. Çok acı çektim, çok ağladım. Ama ben umudumu kaybetmedim. Yine aşık olacağım, yine evleneceğim ve evlat sahibi olacağım. Hayattaki tek arzum, isteğim bu.

1 yorum:

medyadan

BlogcuZade Master