| ||
Yaşar ÇAKMAK | ||
![]() Beyazıt Öztürk, "Hiç aşık olmadım, öyle büyük bir aşk yaşamadım. Zaten uzun vadeli bir ilişkim de olmadı. Bu arada Özlem Işık'la nişanlandığım haberleri asılsız. Bir tanışmamız, sohbetimiz oldu, ama oralara kadar uzamadı. O işi fazla abartıp, fazla ayyuka çıkardılar ve bir efsane haline geldi. Biriyle nişanlılık dönemine kadar gitseydim, söylerdim."
- Bunu bana beş sene önce sormuş olsaydın, "Evet" derdim. Çok arada, dönem dönem, bir yerde bir şarkı çalınca gidip geliyorum, gözüm dalıyor, ama artık hayat şekillendi hepimiz için. Mesleğim bu, etim bu, budum bu, çevrem bu ve yaşayacağım şeyler bunlar. Bu saatten sonra Eskişehir’e yerleşip bir şeyler yapmam çok zor. Sanatçılar arasından görüştüğün, "dostum" diyebileceğin kimse var mı? - Var. Kubat, Hüseyin Turan, Demet Akbağ, Yavuz Bingöl... Onun dışında çok fazla kişi yok. Demet’le (Akalın) bir röportaj yapmıştım ve "Ben her programa çıkmıyorum" demişti. Ama sana hiç "Hayır" demiyor. Beyaz Show reytingi yüksek bir program. Sanatçılardan katılım için teklif geliyor mu hiç? - Demet’ten hiç gelmedi. Demet ne zaman istesek geldi programa ayrıca. Onunla yaptığımız programlar da hep keyifli geçti. Bazı sanatçılar "Daha önce gittim, çok keyifli geçti, bir kere daha gitsem zarar görmem" diyebiliyorlar. Ama para isteyen sanatçılar da oluyor. Bazen kostüm de yaptırabiliyoruz. Bunda bir yanlış görmüyorum. Geliyorsun, fikir satıyorsun. Kanal para kazanıyor, yapım kazanıyor, sen de bundan üç, beş bir şey kazanabilirsin. 12 senelik Beyaz Show tarihinde Türkler’den dört ya da beş kişiye bedel ödemişizdir. Yurt dışından gelenlere tabii ki ödüyorsunuz. Türkiye’de kimlere para ödediniz? İbrahim Tatlıses olabilir mi mesela? - İbrahim Ağabey’den hiç böyle bir talep olmadı. Bir, iki kişiden oldu ama isim vermem. "Sezen Aksu gelsin" dedin, geldi... - Sezen (Aksu), böyle bir şey talep etmediği gibi yapılabilecek en güzel şeyi yaptı bana. Programdan iki gün önce yanına gitmiştim. Benim dört senelik talebimden sonra, "Tamam gelirim" demişti. Mini bir toplantı yaptık. Yaşar Gaga, ben ve Sezen Aksu. Ne konuşacağımızı sordum program akışında, "Ne istiyorsan konuşuruz Beyaz, bunları burada konuşmayalım" dedi. Zaten ben edebimle bu işi yapan bir adamım, girilecek girilmeyecek konuları biliyorum. Benimki de bir röportaj. Ondan dolayı ayarımı biliyorum ama karşı tarafın bu kadar açık ve net olması çok güzel bir şey. Programda da öyle söyledi. O rahatlık programı uçurdu. Öteki türlü kasıyorsun çünkü. Zülfü Ağabey’in (Livaneli) programı da güzeldi mesela. Beyaz sıkı bir çapkındı. Buna rağmen genelde yakalanmamayı da beceriyorsun? Nasıl oluyor? - Bunun adını "çapkınlık" koymak istemiyorum. Siz koyabilirsiniz, istediğiniz ismi verebilirsiniz, ama beş sene önce hayatıma biraz çeki düzen vermem gerektiğine karar verdim. İşim yerinde, konumum yerinde, seviliyorum. Ama Evlilik düşüncesi var mı? - Benim işim, evlilik kadar büyük bir sorumluluk. Evlendiğim anda o tarafa gitmem lazım. Yani kendimi geri çekmeliyim. Şu anda da aklımın ucuna gelmiyor açıkçası. Zaman zaman "Şunu da yapsaydım" dediğin şeyler oldu mu? - Benim en büyük eksikliğim İngilizce. Dünyayı gezmek isterdim. Maddi imkanım var ama yurtdışına çok fazla çıkmıyorum. Az İngilizce bildiğim için çekiniyorum.
- O açıklamanın öyle olmadığını öğrendik biz. Bu sene de yeni bir kampanya başlattık "Tarkan gelsin" diye. Vallahi isterim canlı yayında konuğum olsun. İstediği her şeyi konuşabiliriz, konser verir, dilediği her şeyi yapabilir. Bir kere olsun ağırlamayı çok isterim. Ben hiç aşık olmadım Aşık oldun mu hiç? - Olmadım ya! Öyle bir aşk yaşamadım. Zaten uzun vadeli bir ilişkim olmamıştı. "Havaalanı" dizisinde oynayan Özlem Işık ile birlikte olduğun, hatta ilişkinin nişanlanmaya kadar ilerlediği kulağıma gelmişti... - Öyle bir yere kadar gitmedi. Bir tanışmamız, sohbetimiz oldu, ama oralara kadar uzamadı. O işi fazla abartıp, fazla ayyuka çıkardılar ve bir efsane haline geldi. Ama öyle bir durumumuz olmadı. Ona bakarsan Bursa’da öğretmen birisi de varmış. Yazılıp çiziliyor böyle şeyler. Ben birisiyle nişanlılık dönemine kadar gitseydim, söylerdim. |
7 Şubat 2008 Perşembe
Beyazıt Öztürk Röportaj
23 Ocak 2008 Çarşamba
Mustafa Sandal ve Emina Türkcan'ın Valentino imzalı nikahı
| ||
![]()
MUSTAFA Sandal, 3.5 yıldır birlikte olduğu Saraybosna'lı Emina'yla 14 ocak'ta Kuruçeşme'deki Hotel Les Ottomans'da sessiz sedasız evlendi. Sadece 30 kişilik davetli topluluğunun bulunduğu nikahta Mustafa Sandal'ın nikah şahitliğini KVK şirketinin genel müdürü Bülent Çavuşoğlu, Emina Türkcan'ın şahitliğini ise Bizera isimli kız arkadaşı yaptı. Büyük bir gizlilik içinde yapılan ve Beşiktaş Belediyesi memurunun kıydığı nikahın bütün hazırlıkları Arnavutköy'deki Dolce kafenin sahibi Nilgün Ertuğ tarafından yapıldı. Nikah masası ve davetlilerin oturacağı masa ve sandalyeler Fransız dantel ve ipek organze kumaştan hazırlanırken, masaların üzerine İtalyan Massimo imzası taşıyan şamdanlar konuldu. Gelin ve damatlık moda dünyasının ünlü ismi Valentino imzalı... Emina Valentino'nun sade bir gelinliğini giyerken, Mustafa Sandal ise ünlü modacının papyonlu siyah bir takımını tercih etti. Gelinin gelin başı, elindeki buketi ve düğün pastası da yine Nilgün Ertuğ tarafından hazırlandı. |
Dilek Hanif defilesi
| ||
Erhun GEYİSİ/PARİS, (DHA) | ||
![]() Dünyaca ünlü Türk moda tasarımcısı Dilek Hanif’in son kreasyonu, Haute Couture Haftası çerçevesinde modanın başkenti Paris’te sergiledi. |
Lezbiyenler Ece Gürsel 'in Peşinde
| ||
![]() Yaşadığı aşklar ve iddialı açıklamalarıyla gündemden düşmeyen manken Ece Gürsel, erkeklerden çok kadınların peşinde olduğunu söyledi. |
Taç Mahal

The Taj Mahal (Devanagari: , Nastaliq: ), Hindistan'ın Agra şehrinde bulunan anıt mezar.
Taç Mahal, Hindistan Türk İmparatorluğu'nun Timuroğulları hanedanının 5. hükümdarı Şah Cihan -Şah-ı Cihan (Dünyanın şahı)-(1593-1666) tarafından, o zamanki imparatorluğun başkenti olan Hindistan'in Agra şehrinde, Jumna (Yamuna) Nehri'nin kıyısında yaptırılmıştır. (Babür Şah'ın kurduğu Hint-Türk İmparatorluğu, Hindistan'da 332 yıl (1526-1858) egemen oldu.)
Dünyada aşk için dikilmiş en büyük ve en güzel anıt olarak kabul edilen bu türbe, Şah Cihan'ın büyük bir aşkla sevdiği eşi Arcümend Banu'nun, (Mümtaz Banu Begüm) doğum sırasında ölümü üzerine, onun hatırasına yaptırılmıştır.
Yapının mimarları; Mimar Sinan'ın talebelerinden Mehmet İsa Efendi ve Mehmet İsmail Efendi ile yapıdaki yazılari yazan Hattat Serdar Efendi, eserin yapimi için Şah Cihan tarafından İstanbul'dan davet edilmişlerdi. 1630'da inşaasına başlanan eser, 22 yil sonra 1652'de tamamlanmıştır.
Taç Mahal'in yapımında parlak, ince mavi damarları olan beyaz mermer kullanılmistır. Aynı mermerden yapılan ve yerden yüksekliği 82 metre olan kubbe, Mimar İsmail Efendi tarafından yapılmıştır.
Kubbe üzerinde altınlı bir alem vardır. Türbenin beyaz mermerden 4 minaresi vardır. Anıtın dört yanına Hattat İsmail Efendi tarafından Yasin suresinin tamamı yazılmıştır.
İnşaatta çok sayıda ustanın da yanısıra, günde 20 bin işçinin çalışmasıyla türbe 1643'te, çevresindeki avlu ve yapılar 1649'da bitirildi. Tac Mahal, 22 yılda 1653'te bütünüyle tamamlandı.
Agra ilinin dışında Yamuna Irmağı'nın kıyısında, 305x580 metre ölçülerinde dikdörtgen avluda yer alan Tac Mahal, dört cephesinin ortalarında 33 metre yüksekliğindeki taç kapılarıyla 75 metre yüksekliğindeki anıt kubbeyi çevreliyor.
İç mekanı örten 30 metre yüksekliğindeki alt kubbeyle üst kubbe arasında türbe mekanı kadar ölü hacim var.
Mümtaz Mahal ve Şah Cihan'in sandukaları üst katta, kubbenin altındadır. Sandukaların bulunduğu yerdeki kubbede insan ağzından çıkan her ses 7 kez yankılanacak şekilde bir akustiğe sahiptir. Şah'ın ve eşinin asıl lahitleri ise, en alt katta bulunmaktadir.
Taç Mahal'in yüzbinlerce akik, sedef ve firuze gömülü olan duvarlarında ayrıca 42 zümrüt, 142 yakut, 625 pırlanta ve 50 adet çok iri inci vardır.
Romantik görünüşü ile herkesi büyüleyen, Doğulu Batılı birçok ünlü yazar ve şaire ilham kaynağı olan Taç Mahal, mehtaplı gecelerde bile aydan daha parlak görünür.
EFSANELERİNDEN BİRİ
Bir isyanı bastırmak için ordularıyla Burhanpur'a giden Şah Cihan'a, dokuz aylık hamile olmasına rağmen her zamanki gibi eşi Mümtaz Mahal de eşlik etmişti. Mümtaz Mahal, 14. çocuklarını doğururken öldü.
(1631) Şah Cihan, eşinin ölümünden sonra 2 yıl yas tuttu. Artık devlet işlerine ilgisini kaybeden hükümdar, teselliyi sanat ve mimaride buldu. Eşinin ölümünden 6 ay sonra Taç Mahal'in temeli atıldı.
Efsaneye göre kubbeyi desteklemek için yapılan iskele, kubbeden daha fazla masraf ve iş gücü gerektirmişti. İnşaatın bitimine yakın Şah Cihan'a iskeleti sökmenin 5 yıl alacağı bilgisi verilmesi üzerine Şah Cihan, herkesin söktüğü tuğlanın kendisine kalacağı şeklinde bir emir yayınlamış ve iskele bir gecede sökülmüştü.
Tac Mahal, 1983’ten bu yana UNESCO’nun Dünya Miras Listesi’nde yer almaktadır.
Dünyanın yeni yedi harikası 'ndan biri.
İsviçre merkezli New7Wonders Vakfı, dünyanın yeni 7 harikasını belirlemek için başlattığı yarışmaya 21 finalist eser katıldı. Dünyanın dört bir yanından yaklaşık 100 milyon kişi cep telefonu ve YENİ 7 HARİKA[1] adlı internet sitesinde 6 yıl boyunca oy kullanarak dünyanın yeni 7 harikasını seçti. Cep telefonu ve internet oylarıyla belirlenen dünyanın yeni 7 harikası, Portekiz'in başkenti Lizbon'da ilan edildi. Dünyanın yeni 7 harikası; Ürdün'deki Petra Antik Kenti, Çin Seddi, Brezilya'daki Kurtarıcı İsa Heykeli, Peru'daki Machu Picchu Antik Kenti, Meksika'daki Chichen Itza Piramidi, İtalya'nın Roma kentindeki Kolezyum ve Hindistan'daki Tac Mahal anıtmezarı şeklinde sıralandı.
--
Müslümanlar: Tac Mahal bizimdir
Hindistan'da bir Müslüman vakfı, Tac Mahal'in kendilerine ait olduğunu ileri sürerek mahkemeye başvurdu. Müslüman mezarlıklarını ve camilerini idare eden Sünni Vakıf İdaresi, Allahabad Yüksek Mahkemesi'ne verdiği dilekçede 'Tac Mahal bir külliye. Burada türbenin yanı sıra mezarlar ile bir mescit de var. Bu da buranın bize ait olduğunu gösteriyor' dedi. Mahkeme, kararını 19 Nisan'da verecek. (AA)
3 Ocak 2008 Perşembe
Yağmur Atacan - Pınar Altuğ
| ||
![]() "Annesi Yağmur'u benim için doğurmuş. Biz hayatımızı, 'Millet ne der' diye yaşamıyoruz. Sonra millet bana giden günlerimi geri verebilecek mi? Hayır, o zaman bu yaş mevzusundan kime ne? Yahu kimin tavuğuna kış demişiz? Yağmur'a jigolo muamelesi yaptılar bana da bilmem ne muamelesi?" Kışı şortlarla geçiriyorsunuz. Üşümüyor musunuz? - Yok, üşümüyorum. Ben kışın çorap bile giymem, alışkanlık işte. Çocukken de böyle dolaşırdım. Bugüne kadar, Allah’a şükür, sağlık açısından da bir sorun yaşamadım. Vallahi benim çocuğum da böyle büyüyecek. Çünkü Yağmur da benim gibi. O benden de çıplak gezer. Nişanlınız Yağmur Atacan, gazetecilerin kendisine "Bey" diye hitap etmesini istemiş. Bu doğru mu? - Bir gün televizyon muhabirleriyle röportaj yaparken yanıma Yağmur geldi. Gelince muhabirlerden biri laubali bir şekilde, "Yağmur, abi naber ya" dedi... Yağmur da öylece kalakaldı. Ben de onun üzerine, "Naber abi tavrınızdan rahatsız bence Yağmur Bey" dedim. Söylediğim bu. Bunun üzerine, "Bana hanım diyorsanız, Yağmur’a da beyefendi diyeceksiniz" diye bir haber çıktı. Bu beni üzüyor. İyi de "Yağmur bazı gazetecileri düzeltecek" demişsiniz. - Yok böyle bir şey. Seray’la (Sever) Oktay’ın (Kaynarca) programına gittim. Orada yaşanan bu tartışmayı sordular, ben de "Yağmur’un cevabı biraz serttir. Ben araya girip durumu düzelttim" dedim. Bunun üzerine Seray da, "Ne yani Yağmur’un düzeltmesi senin gibi olmaz mıydı?" dedi, "Olmazdı" dedim, gülüştük. "Yağmur düzeltir" meselesi de buradan. Yoksa birine el kaldırmak anlamında falan bir şey söylemedim. Neden Yağmur Atacan adına hep siz konuşuyorsunuz? Sevgiliniz de kendisini ifade edebilir. - Gazeteciler genelde soruları bana soruyor. Çünkü Yağmur’un cevapları pek onların işine yaramıyor. Çünkü siz nabza göre şerbet vermeyi biliyorsunuz. Magazin konusunda tecrübelisiniz.
KÜÇÜCÜK FIÇICIK İÇİ DOLU TURŞUCUK Peki, evde durum nedir? - Evde baskın olan Yağmur’dur. Ben sadece işimi yaparken çok otoriter ve dominantımdır. Bu anlamda hakikaten dediğim dedik, çaldığım düdüktür. Prensiplerimden asla ödün vermem. Ama evde asla öyle değilim. Kedi gibiyim. Yapı olarak dominantım ama Yağmur evde buna müsaade etmez. Ancak insanlar bunun tam tersini görmek, duymak istiyor. Medya da böyle yansıtmayı seviyor; "Fazla uzun sürmez, biz demiştik" demek için ayrılmamızı dört gözle bekliyorlar. Yok canım, o kadar da değil... - Var, var... Çok mutluyuz, huzurluyuz ama dünyada her şey bizim için. Bir gün o da olabilir, ayrılabiliriz. O zaman ne yapacaklar, "Biz demiştik" diyecekler. Yürüdüğüne inandırabilmemiz için ne kadar zaman aşılmalı? Ben hep Yağmur’u ve kendimi, ilişkimizi anlatmalı mıyım? Yağmur Atacan’ı bir de sizden dinleyelim o zaman. - Ben Yağmur’un her şeyini çok seviyorum. Ona, "Küçücük fıçıcık içi dolu turşucuk" diyorum. Çok kuvvetli bir adam. Taşınmayacak şeyi taşır. Ve çok özel bir insan. Annesi benim için doğurmuş. "Millet ne der?" yok onda mesela. Ayrıca çok sağlam birisi. O zor günlerimde, evde avaz avaz ağladığım zamanlarda beni ayakta tutan hep Yağmur’du. Dolayısıyla da "Yaşını sormaya hiç gerek duymadım" diyorsunuz. - Evet, öyle... Birini beğendiğinde, ona karşı bir şey hissettiğinde önce yaşını mı sorarsın? Ya da adamı beğendin, çok aşık oldun, "Seninle beraber olamam sen benden küçüksün" mü dersin? Olabilir mi böyle bir şey? Biz hayatımızı, "Millet ne der?" diye mi yaşıyoruz. Sonra millet bana giden günlerimi geri verebilecek mi? Hayır! O zaman bu yaş mevzusundan kime ne? Yahu kimin tavuğuna kışt demişiz? Birinin adamına mı sarkmışız, adamın parası için mi evlenmişim, ne yapmışım? Yağmur’a jigolo muamelesi yaptılar bana da bilmem ne muamelesi... Bu ne demektir ya! Eşiniz ya da sevgilinizle sorunlu olduğunuz günlerde başkasına aşık oldunuz mu?
Neden evden gittiniz? - Denemek için. "Biz ayrı oluyor muyuz, bir bakalım" dedik ve ben evden ayrıldım. Baktık ki ayrı olabiliyoruz, ilişkimizi noktaladık. Sonra da Yağmur hayatıma girdi. O da kız arkadaşından ayrılmıştı. Aynı dertten muzdariptik. Konuşacak çok şeyimiz vardı. Bir ayrılık, hayattaki çok önemli birisiyle tanışmamı sağladı. Her şerde bir hayır vardır... Yağmur için canımı veririm onun için. O kadar kıymetlimdir. Onların yaptığı sunuculuğu dedem de yapar Biraz Kanal 1’de sunacağınız programdan bahseder misiniz? - Kanal 1’de "Mucizeler Gecesi" adlı bir şov programı sunacağım. "Mucizeler Gecesi", Kanal 1’in en pahalı prodüksiyonlarından biri. Yabancı format... Dünyanın her yerinden doğa üstü yetenekleri olan insanları Türkiye’ye getireceğiz ve onlara canlı yayında şovlarını yaptıracağız. Jüri üyeliği teklifi aldınız mı hiç? - Yok. Benim işim sunuculuk. Arada bir televizyonu açıp yarışma programlarını izlemeye çalışıyorum, durum fena. Her şey birbirine girmiş, kimin ne dediği bile belli değil. Yaptığı sunuculuk değil ki... Onların yaptığını sunuculuğu dedem de yapar. 12 Nisan’da evleniyoruz Hiç aldatmadığınızı söylüyorsunuz. Peki, siz hiç aldatıldınız mı? - Evet... Hem evliliğimde hem de Yağmur’dan önce yaşadığım ilişkimde böyle şeyler olmuş. Ben sonradan öğrendim. Yağmur Bey’e güveniyor musunuz peki? - Güveniyorum tabii ki... Güvenmezsem hayat nasıl geçecek? Hayatımın hiçbir döneminde karşımdakinden şüphe duymadım. Başıma ne geldiyse de o yüzden geldi zaten. O da ayrı bir konu... O zaman bu ilişkinizde o kadar da rahat değilsiniz... - Evet, eskiden partnerimi daha rahat bırakırdım. Şimdi "Tek başına gezmezsen iyi olur" diyorum.
- 12 Nisan 2008’de... Çok eğlenceli düğün planlıyoruz. Yağmur benim için çok özel. Onun çocuklarımın babası olmasını, yaşlandığımda yanımda olmasını istiyorum. O da beni için aynı şeyleri düşünüyor. Röportaj: Sema DENKER |
Tarkan - Metamorfoz
| ||
![]() Tarkan ,imajıyla ilgili eleştirilere çok kızdığını belirterek " Ben anlamıyorum her kafadan bir ses çıkıyor..Birileri çıkıp, sakalıma, kıyafetime,saçıma laf söylüyor...Ve ardından kendilerini imaj danışmanı olarak tanıtıyorlar. Onlara kim söylemiş ki sen imaj danışmanısın, sen imaj belirlersin diye..Onların söylediklerini hiç umursamıyorum.."dedi.. Yılbaşı akşamı TRT ile yaşadığı problemlere de değinen Tarkan,basında yer alan "TRT Tarkan'a komplo kurdu" haberlerine inanmadığını böyle bir kurumun, asla bunları yapabileceğine ihtimal vermediğinibelirtti..Yaşanan bütün sorunları nazara bağlayan Tarkan "Son zamanlar da çok konuşuldum..Çok adımdan bahsedildi..Ben de bütün bunları bir nazar olarak görüyorum...Çok göz vardı üzerimde, herhalde bütün bu yaşananlar bundan kaynaklanıyor." dedi.. |